Background Image
Previous Page  191 / 533 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 191 / 533 Next Page
Page Background

Türk Hukuk Sisteminde Kabul Edilen Erteleme Kurumları Üzerine İnceleme

190

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2007 tarihli kararına göre, 5237

sayılı Yasa uyarınca tertip edilen cezalarla ilgili olarak Yasanın 51.

maddesinde yazılı erteleme koşullarının oluşup oluşmadığı değer-

lendirilirken, sanığa verilen cezaların toplamına değil, her bir suç için

belirlenmiş cezalara ayrı ayrı bakılmalı ve erteleme keyfiyeti her suç

için diğerlerinden bağımsız olarak takdir edilmelidir.

75

Aynı anda iş-

lenmiş iki suçtan birinin diğeri yönünden mahkemece olumsuz kana-

atin oluşmasında etkili olmaması, ceza cinsi süresi itibariyle erteleme

dışında kalan suçun, bağımsız olarak ertelemeye konu olabilecek diğer

suçun ertelenmesine engel teşkil etmemesi gerekir.

76

75

CGK. 17.07.2007 169/170, Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007 tarihli kararında içti-

ma sorununu tartışmış ve bir sonuca ulaşmıştır. Ceza Genel Kurulunun ve Özel

dairelerin uygulamalarında; 765 ve 647 sayılı Yasalar döneminde, aynı kararla ve-

rilen hükümlerin ertelenmesi söz konusu olduğunda, erteleme sınırının belirlen-

mesi sırasında toplam ceza dikkate alınmaktaydı. Bunun başlıca nedeni de önceki

sistemde cezaların içtimaını gerektiren yasal düzenlemelerin mevcut oluşuydu.

5237 sayılı TCK’da ise durumun farklıdır. Cezaların içtimaı bu yasada bir kurum

olarak düzenlememekte, sadece 5275 sayılı yasada münhasıran koşullu salıverme

ile ilgili bir müessese olarak yer almaktadır. Bu durumun haricinde ceza uygula-

ması yapılırken her suçun bağımsız olarak tek başına ele alınması gerekmektedir.

647 sayılı Yasanın 6. maddesinde geçen ‘... biriyle mahkum olur ve geçmişteki

hali ve suç işleme hususunda eğilimlerine göre cezanın ertelenmesi ileride suç

işlemekten çekinmekten sebep olacağı hakkında mahkemede kanaat edinilirse,

bu cezanın ertelenmesine hükmolunabilir’ ifadesinde yola çıkılarak böyle yorum

yapılmaktaydı. Bu halde ertelemenin sebebi hükümde yazılır.’ ifadesi de, cezala-

rın toplamının dikkate alınması yönündeki uygulamaya olanak sağlamaktaydı.

Zira, hakimin sanığın suç işleme konusundaki eğilimini değerlendirirken, birden

fazla suç işlemiş kişinin suç işlemeye eğilimli olduğu şeklinde bir yorumla hareket

edebilecekti. 5237 sayılı Yasanın 51. maddesinin 1. fıkrasındaki; ‘... suçu işledikten

sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeye-

ceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması, gerekir...’ şeklindeki düzen-

lemeye bakılacak olursa, bu düzenlemenin 647 sayılı Yasanın 6. maddesindekin-

den farklı olduğu anlaşılacaktır. Öyle ki; burada suç işleme eğiliminden açıkça

bahsedilmemekte, buna karşılık, tekrar suç işlemeyeceği yönünde mahkemede

oluşacak kanaatin sanığın suçu işledikten sonra, yargılama sürecinde gösterdi-

ği pişmanlığa göre ortaya çıkması gerektiğine vurgu yapılmıştır. Şu halde, aynı

anda işlenmiş iki suçtan birinin diğeri için böyle bir kanaatin oluşumunda etkili

olmaması gerekmekle birlikte bunun gibi aynı anda işlenmiş iki suçtan birisinin

ceza cins ve süresi itibariyle erteleme kapsamının sınırının dışında kalmasının

bağımsız olarak ertelemeye konu olabilecek diğer suçun cezasının ertelenmesine

engel teşkil etmemelidir. Ne 5237 sayılı yasada, ne de bu yasa ile birlikte ve daha

sonra yürürlüğe giren ilgili mevzuatta erteleme sınırının toplam ceza miktarına

göre belirlenmesini gerektiren her hangi bir düzenleme de bulunmamaktadır.

Aynı doğrultuda görüş için bkz. Centel/Zafer/Çakmut s. 632, Artuk/Gökçen/

Yenidünya s. 762, Öztürk/Erdem s. 436, Toroslu s. 423, Hakeri s. 481, Demirbaş s.

464, Gözübüyük s. 340

76

Kayıhan İçel, Ceza Hukuku Genel Hükümler II, Beta Yayınevi, 5. Bası, 2013, CGK