

TBB Dergisi 2014 (111)
Tennur KOYUNCUOĞLU
503
zin ayrı oluşu mu bu halde kalmamıza sebep olmuştur? Bunu hiçbir
sağduyu sahibi kabul etmez, eğer böyle olmak gerekse idi, Avrupa ka-
dınları da bize benzerdi’ Amerika’da daha 1898 yılında kadının evden
çıkması ve ekonomik yaşama katılmasıyla özgürleşeceğini ileri süren
Gilman ise, Kadının insan olduğunu kanıtlamaya çalışırken, erkeğe
benzerliği ileri sürerken, bir yandan da şu sözlerle eğlenmektedir
33
.
‘’Kadının statüsü, tümüyle cinselliği ile belirlendiği için ki, 19.yüz-
yıl kadın hareket ’inde çabaların çoğu, kadınlarında insan olduğu sa-
vına özgülenmiştir. Kadınlar kadın oldukları kadar insandırlar da. Ne
duyulmamış bir öneri’’!
Oysa öneri hala ses getirmemiştir. ‘’kadının insan hakları ‘’sözleri
gereksiz yineleme ise de, boşuna değildir. Kadın henüz ‘insan ’ de-
ğildir. Bu durum insan hakları kavramını da kapsar. Zeynep Direk’in
görüşlerine başvuralım
34
:
‘Cinsel haklar söylemi evrensel insan haklarından türetilmiştir ve
dolaysıyla insan üstüne evrensel bir felsefi söyleme dayanır. Bu söy-
lem insanı soyut bir biçimde ve cinsel olarak nötralize ederek ele alır.
Feminist düşünce bu nötral söylemden şüphe etmiş ve onun gizlice
somut bir insan temsiline ya da modeline dayandığını iddia etmiştir.
İnsan nötr değil, aslında hep ‘beyaz, Avrupalı, heterosexsuel, burjuva-
dır’, demek ki, cinsel haklar söylemi evrensel insan hakları söylemini
somutlaştırır- kadınları ve toplumsal cinsiyet aşımı (gender transgres-
sion) halinde bulunan varoluşları (eşcinselleri, travestileri, transseksü-
ellerin v.s) yasanın lafsında tanıyarak ve koruyarak, uygulamada mey-
dana gelen ayrımcılıkla ilgili sorunların üstesinden gelmeyi hedefler’’.
Böylece insan kavramı, canlı bireysel dişi varlığa özgü değil, top-
lumsal tanımı olan erkeğe aittir. Genel insan haklarına temellenen bir
hukuk metninde bile, kadınlardan söz edilmesi ayrımcılığı kaldırmaz.
Bu nedenle Kadınlara karşı Her Türlü ayrımcılığın Önlenmesi Sözleş-
mesi (CEDAW) adıyla, sanki dikkat burada toplumda eşit olmayan
kadınların erkeğe eşitlenmesi, demek ki insan sayılması çabası vardır,
33
C.Perkıns Gılman, Çev. M. Otkun, J.Candan, Kaynak Y.İst.1986, s35
34
Direk, Cinsel/Cinsiyetli hakların Felsefi Temelleri adlı makalesinde, http://
www.lambdaistanbul.org/php/main.php?menuID=7&altmenuID=49&icerikID=...), ; ‘cinsel haklar (sexuel rights) ve ‘cinsiyetli haklar’ (sexed rights) arasında-
ki felsefi yaklaşım farklılığını değerlendirmektedir.