Background Image
Previous Page  509 / 533 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 509 / 533 Next Page
Page Background

Başka Bir Aile Mümkün (feminist politika deneyimi)

508

ult, iktidarın cinselliğini açık etmektedir

49

: ‘19.yüzyıldan sonra tıbbın,

psikiyatrinin, fuhşun, pornografinin aracılığı sayesinde bir yandan

hazzın analitik olarak azalmasıyla, öte yandan da hazzı denetleyen

iktidarın çoğalmasıyla bağıntılı olan sayısız iktisadi çıkar‘ sağlanmış-

tır. Ona göre; modern sanayi toplumları cinselliği baskılamamaktadır.

Yasaklama yöntemleri varsa bile, hazların ve olumsuz cinselliklerin

çoğalması söz konusudur. Toplum hiç olmayacak derecede iffet düş-

künüdür, iktidar bu konuyu bilmezlikten gelmeye titizlik göstermek-

tedir. Oysa durum tersinedir. Hiç bir zaman bu denli çok iktidar mer-

kezi olmamıştır.

Yaşadığımız dünyayı anlayabilmek ve kişisel ağırlığımızı koymak

için ideolojilerin gerçeklerle ilişkisinin kurulması ve bağdaştırılması

çok önemlidir

50

. Bir anlamda feminizm de bunu yapmaktadır. Yeni bir

dünya tasarımına, yeni bir aileye, giderek ailenin ortadan kalkmasına

dayanır. Yalnız kadınlar için değil, herkes için daha adaletli olmayı

dile getirir. Feminizm hangi cinsiyet benimsenirse benimsensin, cinsi-

layan o toplu etkinliği sayesinde, insanlar (basit aileden başlayarak)gitgide daha

karmaşık işler başardılar.... Hukuk ve politika ve bunlarla birlikte, insan kafasında

insanoğlu ile ilgili şeylerin o masalımsı hayali ‘din’ gelişti. El emeği arka plana

düştü. Beyine, uygarlığın yaratıcısı gözü ile bakıldı. İnsanlar eylemlerini, gerek-

sinmeleriyle açıklayacak yerde, düşünceleriyle açıklamaya alıştılar. Ve böylece ilk

çağ dünyasının çöküşünden bu yana kafalara yerleşen o idealist dünya görüşü

de oluşuverdi....İdeoloji, düşünen birey tarafından ‘yanlış’ bir bilinçle oluşturu-

lup, geliştirilen bir süreçtir .Bu süreçte birey, kendisini asıl harekete geçiren itici

güçleri algılamaz’...Maddi üretimin araçlarını elinde tutan, düşünce üretiminin

araçlarını denetler ‘’.

Eagleton (bk.Terry Eagleton, İdeoloji, Çev: Muttalip Özcan, s 307) ideoloji, insani

özneleri kendi yaşanan deneyimlerinin temellerinden başlayarak şekillendiren ve

onları özgül toplumsal görevlerle ve toplumsal düzenin genel yeniden üretimiyle

ilgili değer ve inanç biçimleriyle donatan, örgütleyici bir toplumsal güç olarak

düşünmek zorundayız’ demektedir.

1970’ lerde feminizm’de ideolojiye aşırı bir öncelik verdiğini ve böylece sınıfsal

olmayan ideolojilere yer verildiğini(s218) açıklar. Poulantzas’a yer vererek, bur-

juva ideolojisinin tahakküm kurucu söylemin, kendisini iktidarla hiçbir alakası

olmayan bir şey olarak sunum biçimi olduğunu, böylece metafizik rasyonaliteden

teknolojik rasyonaliteye geçildiğini ve ideolojinin sonu anlayışına yol açıldığını

açıklar.

Günümüzde, gerçekten ideolojilerin sonunun geldiği söylenmektedir. Eagleton’ a

göre ideoloji, çoğunlukla göstergeler, anlamlar ve değerlerin bir egemen toplum-

sal iktidarın yeniden üretilmesine katkıda bulunma tarzı anlamına gelir ama ayni

zamanda siyasi çıkarlar ile söylem arasındaki her hangi bir anlamlı konjonktürü

de anlatabilir. İkinci anlamda feminizm bir siyasi çıkar söylemidir.

49

Michel Faucault, Cinselliğin tarihi, Çeviren: Hülya Uğur Tanrıöver, ayrıntı yayın-

ları, Dördüncü basım, 2012, s18.

50

Bk. Nur Betül Çelik, İdeolojinin Soykütüğü, İst.2005