Background Image
Previous Page  83 / 533 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 83 / 533 Next Page
Page Background

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama

82

yacaktır

13

. Ayrıca kimliği belirli kişiler arası tahrik durumlarında, ko-

şulları oluşmuşsa, suça azmettirme hükümleri devreye girebilecektir

14

.

Bunun yanı sıra halk kesimi ile ifade edilen topluluğun, kamu barışı

şeklindeki hukuksal değer de göz önüne alındığında, ülke içindeki ki-

şiler topluluğu olduğu kabul edilmelidir

15

.

Belirtilmelidir ki, bir suçun işlenmesiyle suçun konusunun zarara

uğratılması ya da tehlikeye maruz kalması açısından suçlar, zarar suç-

ları veya tehlike suçları olarak ayrıma tabi tutulmaktadır

16

. Maddede

de, tahrikin, kamu güvenliği açısından açık ve yakın tehlike ortaya çı-

karması aranmıştır. Dikkat edilirse, tahrik ile kamu güvenliğinin ger-

çekten bozulmuş olması değil de, kamu güvenliğinin bozulması ko-

nusunda açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması yeterlidir. Kişinin

bu söz ve davranışlarının, halkın bir kesimi üzerinde tahrik konusu

fiillerin işleneceği hususunda duyulan endişeyi haklı kılacak bir etki

oluşturması gerekmektedir. Bu açıdan belirtilmelidir ki, bu suç bir za-

rar suçu değildir. Zira buradaki gibi fiilin işlenmesiyle tamamlanan,

ayrıca bir neticenin aranmadığı suçlar zarar suçu olarak değerlendiri-

lemez

17

. Buna karşın tehlike suçları, bazı hukuksal değerleri ihlal eden

davranış dolayısıyla, failin bu suçtan cezalandırılabilmesi için zararın

gerçekleşmesinin aranmadığı suçlardır

18

.

Dikkat edilmelidir ki, açık ve yakın tehlikenin kamu güvenliği açı-

sından söz konusu olması aranmakla birlikte, suçun konusu yukarıda

belirttiğimiz şekilde sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımın-

13

Yargıtay yerleşik içtihatlarında bu hususu vurgulamıştır. Bkz.: Yargıtay CGK,

23.11.2004, E. 2004/8-130, K. 2004/206, (Çevrimiçi)

http://www.kazanci.com/

kho2/ibb/files/cgk-2004-8-130.htm, 2 Ağustos 2013; Yargıtay’ın bir kararında-

ki çoğunluk görüşünün, aynı dine mensup kişiler arasında tahrik niteliğindeki

davranışların gerek 5237 sayılı TCK’nin 216. maddesi, gerekse 765 sayılı TCK’nin

312. maddesi kapsamında suç oluşturduğunu belirtmesi, kanaatimizce hatalı ol-

muştur. Buna karşın karardaki azınlık görüşü, aynı dine mensup kişiler arasında

tahrik niteliğindeki davranışların TCK md. 216’daki suçu oluşturmadığını ifade

etmiştir. Bkz.: Yargıtay CGK, 15.3.2005, E. 2004/8-201, K. 2005/30, (Çevrimiçi)

http://www.kazanci.com/kho2/ibb/files/cgk-2004-8-201.htm

, 1 Ağustos 2013;

anılan farklı özelliklere sahip halk kesimi örnekleri için bkz.: Krauß, § 130 - Kn. 31.

14

Fatih Selami Mahmutoğlu, “Kusurluluk Prensibi Açısından Azmettirenin Ceza

Sorumluluğu”, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, Yıl:2005, C:

LXVIII, S.: 1-2, s. 77.

15

Lenckner/Sternberg-Lieben, § 130 - Kn. 3; Gökcen, s. 74.

16

Koca/Üzülmez, s. 108.

17

İzzet Özgenç, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 8. bs., Ankara, 2013, s. 209.

18

Jescheck/Weigend, s. 264.