Background Image
Previous Page  340 / 413 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 340 / 413 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2014 (112)

Emine BALCI

339

Yeşilçam melodramlarında savcı adaletin devlet babasıdır. Dev-

let, hükmeden, vergi alan, cezalandıran otoritedir. Savcı bu otoriteyi

temsil eder. Bir başka bakış açısıyla idarenin yargıdaki temsilcisidir.

Yeşilçam’ın geleneksel, otoriter babaları gibi anlayışsız, merhametsiz,

iyi bildiği yolda kimseyi dinlemeyen, şefkat göstermeyendir.

Hükümden önce son sözü söyleyen de O’dur. Hâlbuki ceza usul

yasası son sözü sanığa verir. Son sözün savcıya verilmesi vurgusu po-

püler hukuk kültürü yönünden temel hak ve özgürlüklerin yeterince

güvende olmadığı algısını yaratabilir. Belki de bu algı nedeniyle hük-

mü veren mahkeme ve hâkimler olduğu halde beğenilmeyen kararlar

için hep savcılar suçlanır. “Savcı falancayı tutuklattı” ifadesi gerçeği

yansıtmayan fakat sık kullanılan bir popüler hukuk kültürü ürünü-

dür. Gerçekte tutuklama kararını veren savcı değil hâkimdir.

Savcı mütalaası sonrası hüküm kurulur, hazır bulunan sanığa

ve vekiline mütalaaya karşı diyecekleri sorulmaz. Savunma hakkı-

nın kısıtlandığı izleyicinin aklına gelir mi diye düşünülmez. Filmin

sonundaki mahkeme sahnesinde ise kurulan hüküm sanığı, sevenle-

rini ve izleyiciyi memnun edeceğinden hüküm mahkûmiyet de olsa

son sözün sanığa verilmemesi savunma hakkının kısıtlanması olarak

yorumlanmaz. Zira sanık karardan ve mütalaadan önce uzun yaşam

hikâyesini de içeren duygusal konuşmalar yapmıştır, derdini yeterin-

ce, hatta fazlasıyla anlatmıştır. Savcının mütalaası sonrası genellikle

karar verilirken bazen de duruşma bir başka güne ertelenir. Savunma-

ya bir diyeceği olup olmadığı, bir istemi olup olmadığı veya duruşma

bir başka güne ertelenecekse o zamana kadar toplanmasını istediği

bir delil olup olmadığı sorulmaz. Ceza usul hukuku, sanığın hukuku

olduğu halde savcının hukuku gibi işler.

3.3.Hâkim

En çok konuşan savcı olduğu halde davanın kontrolü hâkimdedir.

Az konuşur, gerçekleri anlamaya çalışır, gerçek suçluya ya da suçlu

zannettiğine serttir, suç işlemekte meşru nedenleri olduğunu anladı-

ğında şefkatli ve bazen yasalar karşısında çaresizdir:

Hâkim:

Vicdanımdan gelen sesi dinlersem seni yanıma çağırıp o temiz

yanaklarından öperek şöyle derdim: “suçsuzsun yavrum, suçsuzsun.”