

TBB Dergisi 2014 (112)
Emine BALCI
341
Mahkeme sahnesi izleyici bölümünden parmaklıklar ardında gös-
terilmeye başlanan düşünceli Sedat’ın görüntüsü ve aynı karede sav-
cının ithamı ile başlar:
Savcı:
Karşınızda boynu bükük duran bu adam cemiyet için bir mik-
roptur. Masum duruşuyla hislerinizi gıcıklamak, merhametinizi celp etmek
istiyor. Aldanmayın ona… (Avare-1964)
Savcının veya davacı avukatının bu ağır sözleri, dinledikçe acı-
ma hissi artan film seyircisini rahatsız edinceye kadar devam eder.
Hâlbuki yargılamanın sanığın kimlik tespiti ile başlaması gerekir ki
sanığın, hakkında dava açılan kişi olduğunu mahkeme öncelikle tespit
edebilsin. Fakat film seyircisinin duruşmadaki sanığın hakkında dava
açılan kişi olduğunu biliyor oluşu ve filmin doksan dakikaya sığdırıl-
ması zorunluluğu da dikkate alındığında bu aşamanın bilinçli olarak
atlandığı kabul edilebilir. Bununla birlikte Söz Müdafaanın filminde
duruşmaya sanığın kimlik bilgilerinin tespiti ile başlanır. Burada da
asıl vurgulanmak istenen sanığın kimlik tespiti sırasında hiç evlen-
memiş olduğu halde bir çocuk sahibi olmasının hâkimde sanığa dair
oluşması istenen olumsuz önyargıdır. Seyircinin umutsuzluğu artırılır.
Hâkim açıklayıcıdır, elindeki cezalandırma yetkisini kullanma-
dan önce olayı anlamaya çalışır. Hukuku bilmeyen sanıklara açıklar.
Haklarını anlatır. Savcı ve avukat gibi sanığa hakaret etmez, ağır söz-
lerle küçük düşürmez, yüksek kürsünün arkasından alçakta oturan
sanığı ezmez. Büyüklüğün merhameti ondadır:
Hâkim:
Cinayet bir suçtur kızım. Suçların en ağırıdır. Yalnız, insanları
bu suça iten nedenlere göre verilecek ceza değişir. Öldürdüğünüz malum. Bi-
zim öğrenmek istediğimiz, genç bir kızın eline silahı verip tetiği çektirmiş olan
hadiselerdir.Görünüşünüz mecbur kalmadan bir cana kıyacak kanlı bir katil
görünüşü değil…. (Kelepçeli Melek-1967)
Davanın kontrolü de hâkimdedir. Yargılamaya müdahale edilme-
sinden hoşlanmaz. Müdahale edeni ikaz etme fırsatını hiç atlamaz.
Savcıyı, avukatı, sanığı, izleyiciyi müdahalesini gördüğü herkesi uya-
rır. Burada aslında duruşmanın kontrolünü kaybetmemek kaygısı var-
ken, dışarıya da ben davanın her şeyine egemenim, kimseden emir
ve talimat almam mesajı ve güveni verilir. Ancak bazen duruşmanın
taraflar arasında karşılıklı diyaloga dönüşmesine müdahale etmeye-