

TBB Dergisi 2014 (112)
Faruk TURİNAY
51
bu konuda sınırlama nedeni olarak ileri sürülebilecek farklı bir kamu
yararı gerekçesini de dayanaksız bırakmaktadır.”
Mahkeme üyelerinden biri kamu düzenine dayanan sınırlama ge-
rekçesinin tahdidi tanımını yapmıştır: “kişinin diğer vatandaşlardan
ayrılmasını ve tanınmasını, kamusal alanda kimliğinin belirlenmesini
sağlama(k)”
81
. Buna göre mevcut durumda Süryani kökenli Türk va-
tandaşının Süryanice kökenli bir kelimeyi soyadı olarak kullanması
ayırt edici şekilde kimliğinin tespitine engel olmayacağına göre sınır-
layıcı hüküm anayasaya aykırıdır.
e. Düzenlemenin Eskimesi: Çağdaş Hukuk Anlayışıyla
Çelişme
Karşı oy yazılarında kullanılan belli başlı argümanlardan sonun-
cusu “yabancı ırk ve millet isimleri” ibaresinin yer aldığı düzenle-
menin zamanla özgürlüklerin genişlemesine ayak uyduramadığı yö-
nündedir. Soyut olarak düşünüldüğünde bu eskimenin, gerek norm
gerekse hükmün içeriği açısından gerçekleşmiş olduğu ifade edilebilir.
Düzenlemenin yer aldığı kanun 1934 yılında kabul edilmiştir. Davaya
konu uyuşmazlık 2011 yılına ait olduğuna göre, kural ile uygulama-
nın arasına yetmiş yedi yıllık bir vakit diliminin girdiğini söylemek
mümkündür. Diğer açıdan, hüküm soyadı olarak kullanılabilecek ke-
limeleri
yabancı ırk ve millet isimleri
yönünden sınırlamakta; bu ibare
spesifik olarak yabancı ırkların ve milletlerin isimlerini aşacak ve ya-
bancı kökenli kelimeleri de kapsayacak şekilde geniş yorumlanmak-
tadır. Nitekim soyadı değişikliği davasını açan Süryani kökenli Türk
vatandaşının talep ettiği soyadı olan
Bartuma
’nın yabancı bir ırkın ya-
hut milletin ismi olmadığı; sadece Türkçe dışında bir dile mensup bir
kelime olduğu malumdur. Böylesine geniş yorumlanan düzenlemenin
hak ve özgürlükler itibariyle çağdaş demokratik düzenlerin özellik-
leriyle bağdaşmadığı savunulabilir ki, bu görüşün iptali destekleyen
yargıçların kaleme aldığı metinlere yansıdığı görülmektedir.
Kanun koyucunun iptali istenen düzenlemeyi ihdas gayesini tespit
eden bazı mahkeme üyeleri milli birlik ve beraberliğin vatandaşlık üst
81
“Osman Alifeyyaz Paksüt’ün Karşı Oy Yazısı” Ibid., s.904