

5977 Sayılı Biyogüvenlik Kanunu’nda Düzenlenen Suçlar
306
FAO, Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi/EFSA, Dünya Sağlık Örgütü/
WHO) ve Avrupa Birliği (AB) mevzuatı esas alınmamıştır, alınmalıdır.
3) Biyogüvenlik Kanunu’nda sıfır GDO kabul edilmiştir. Oysa, Av-
rupa Birliği (AB) 1829/2003 ve 1830/2003 yasal düzenlemelerinde bula-
şı değeri % 0,9 olarak belirlenmiştir. Avrupa Birliği (AB) 1829/2003 ve
1830/2003 yasal düzenlemeleri, iç hukuka da yansıtılmalıdır. Kanun
değişikliğinin zor olması dikkate alındığında, yönetmelik ile bu deği-
şiklik yapılabilir.
4) Haksızlık (suç) ile yaptırım (ceza) arasında orantı bulunmalıdır.
Bu evrensel bir hukuk ilkesidir. Bu ilkeye BK’nda uyulmadığı görül-
mektedir. Örneğin BK m. 15/1’de düzenlenen suçun cezası, ‘beş yıldan
on iki yıla kadar hapis’ cezasıdır. Hem öngörülen ceza miktarının yük-
sekliği hem de cezaların alt ve üst sınırları arasındaki makas aralığının
genişliği isabetli olmamıştır. Ceza miktarlarının azaltılarak, cezaların
alt ve üst sınırları arasındaki makas aralığı daraltılarak temel cezanın
tayininde hâkime tanınan takdir yetkisi de kısıtlanmalıdır.
Bu düzenlemeye göre, bir gıda ürününde % 0,9’a kadar GDO bulu-
nursa ürün GDO’lu olarak değerlendirilmemektedir.
5) GDO’suz bir ürüne GDO, karşı konulamayan, öngörülemeyen
veya kaçınılması mümkün olmayan birçok dış etkenden dolayı bulabi-
lir. Bu gibi durumlarda, failde kusurlu hareketten bahsedilemez. Buna
bağlı olarak da, cezai sorumluluk doğmaz. Çünkü kusursuz suç ve
ceza olmaz. Somut olayda, Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme
bu durumları gözetmelidir.