

TBB Dergisi 2014 (113)
Özgür KÜÇÜKTAŞDEMİR
61
felsefenin temellerini atmış ve bilginin ilahi bir olgu olmaktan çok in-
san zihnine ait olduğunu vurgulayarak bilgi felsefesini teolojinin bir
alanı olmaktan çıkarmıştır.
Hugo Grotius
(1583-1645)
, rasyonel doğal hukukun, toplum söz-
leşmesi kavramının yaratıcısı ve dolayısıyla hukukun dünyevileşme-
sini sağlayan en önemli düşünürdür. Grotius, insanların barış içinde
yaşamak ve birbirlerine saygı göstermek için bir araya geldiklerini,
bir arada kalma iradelerini, anlaşarak bir sözleşmeyle onayladıkları-
nı, ikinci adımdaysa nasıl yönetileceklerine dair siyasi bir sözleşme
imzaladıklarını ileri sürmüştür. Böylece, özgür iradelerin bir araya
gelmesiyle devlet kurulmuş, aklın buyruğu olan uyum içinde yaşama
sağlanmıştır.
13
Grotius, devletin cezalandırma yetkisi üzerinde de dur-
muş, cezanın genel anlamda kötülük işlemiş olana kötülük çektirme
olduğunu, cezanın toplum, mağdur ve fail bakımından faydalı olması
gerektiğini söylemiştir.
14
Cezaların intikam aracı olamayacağını ifade
eden düşünür, ilahi hukukun yorumuyla, yanlış davrananları ceza-
landırmanın doğru ve haklı olamayacağını, bu kişileri Tanrı’nın ceza-
landırabileceğini söyleyerek, laik (seküler) hukukun temellerini ata-
rak, ceza hukuku açısından yaşadığı zamana göre ileri sayılabilecek
fikirler üretmiştir.
15
Thomas Hobbes
’a
(
1588-1679
) göre insan, doğal halinde, acımasız,
şiddete yatkın, içgüdülerinin esiri, mutsuz bir varlıktır. Bu nedenle,
Plautus’un insan insanın kurdudur cümlesini ilk sarf eden kişi olarak
tanınmıştır. Hobbes’a göre insanlar sadece barış ve güvenliğe kavuş-
mak için anlaşıp, iradelerini bir sözleşmeyle beyan etmişler ve sahip
oldukları özgürlüklerini bu sözleşme karşılığında üçüncü bir tarafa,
Leviathan’a (herkesi ezebilecek ve böylelikle caydıracak yüce güce)
yani devlete devretmişlerdir.
İktidar, cezalandırılma korkusu vasıta-
sıyla tebaasını korku dolu bir saygıyla birbirine bağlayacak, buna kar-
şın tebaası hükmetmesi yönünde kendi katılımı ve rızası olduğu için
iktidarı asla suçlayamayacaktır.
16
Hobbes’un bu düşünceleri, hukuk dü-
zeninin meşruluğunda iktidarın iradesini esas alan hukuki pozitiviz-
me kaynaklık edecektir.
13
Öktem/Türkbağ,. s.142
14
Demirbaş, s.74
15
Centel/Zafer/Çakmut,s.23
16
bkz. Hobbes, Thomas, Leviathan, YKY, İstanbul, 2005