Background Image
Previous Page  66 / 341 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 66 / 341 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2014 (113)

Özgür KÜÇÜKTAŞDEMİR

65

değil, bilimden gelecektir. Newton ile beraber, Tanrının toplumsal ha-

yata karışmayan, doğayı bir saati yaratır gibi kurup sadece işlemeye

bırakan bir saat tamircisi olduğu görüşü giderek yaygınlık kazanacak-

tır.

32

Tabii ki bu algıdan, egemenliklerini Tanrıdan aldığını söyleyen

krallar da etkilenecekler, kralların egemenlikleri de tartışmaya açık

hale gelecektir.

33

Böylelikle toplumsal sözleşme teorisi bir kere daha

ve çok daha ciddi bir şekilde kendini belli eder. Newton’un bilimsel

başarıları ve yarattığı paradigma değişikliği, 19.yüzyıl ceza hukukuna

hakim olan klasik suç teorisinin, “nedensellik bağlantısı” merkezli ol-

masına yol açacaktır.

34

İngiliz Aydınlanması ise, töz ve nedensellik kavramlarını tartışa-

cak olan en derin filozofları ve şüpheci bir ampirist olan Hume (

1711-

1776

) ile sona ermiş, İngiliz ampirizmi en büyük ve son başarısını onda

göstermiştir.

35

Hume, nedenselliğin geçmiş insan deneyimlerinin bir

ürünü olduğunu ileri sürmüş, ahlaki inançları kanıtlamanın mümkün

olmadığını ve insanın, doğanın yarattığı sınırlar içinde özgür olduğu-

nu savunmuştur. Töz ve nedensellik üzerine düşünceleri Kant’ın dog-

matik uykusundan uyanmasına neden olmuştur.

36

Bu noktada Aydınlanma Çağının dünyevi ve özgürlükçü düşün-

celerinin başka bir ürününe, bu çağın sonlarına doğru ortaya çıkan,

Kıta Avrupa’sının tersine Anglosakson dünyasına hakim olacak farklı

bir felsefeye, faydacı felsefeye ve onun ortaya çıkarttığı Faydacı Hu-

kuk Okuluna değinilmesi yerinde olur. Faydacı Hukuk Okulu, Jeremy

Bentham(

1748-1832

) tarafından kurulmuştur (daha sonra J.S Mill

tara-

32

bkz. Maria Boas / Rupert Hall, “Newton’s Mechanical Principles”, Journal of

the History of Ideas, Apr., 1959, Vol. 20, No. 2, pp. (167-178) Aynı zamanda,

Newton’un buluşları, Aydınlanma Çağı için dinin yenilgisi, deizmin zaferi olacak

ve evrenin nakli algılanması yerine akli algılanmasına çok büyük katkı sağlaya-

caktır. Bu laik/seküler düşüncenin de büyük bir zaferi olarak görülmüştür.

33

William McNeil, Dünya Tarihi, İmge Y.,2002,Ankara,2002, s.567

34

İzzet Özgenç, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin, 2012, Ankara, s.139

35

Gökberk, s.310

36

Kant, “Saf Aklın Eleştirisi” adlı eserinde Hume’un nedensellikle ilgili bu şüpheci

bakış açısını tartışmıştır. Saf akıl yoluyla elde edilen bilgilerle, tecrübeler ışığında

elde edilen ampirik bilgilerin varlığını tartışan Kant, her bilginin deneyimle başla-

dığını ama bu bilgilerin insan aklı tarafından işlendiğini; bu yüzden sadece dene-

yimle değil akılla da edinilebilecek saf bilgiler olduğunu ileri sürmüş, matematiği

örnek vermiştir. Böylelikle rasyonalizmle deneyciliği bir anlamda bağdaştırmıştır.

Bu, daha sonra da göreceğimiz, Kant tarafından dile getirilen kategorik ve hipote-

tik buyrukların da temeli olarak görülebilir.