Background Image
Previous Page  92 / 341 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 92 / 341 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2014 (113)

Özgür KÜÇÜKTAŞDEMİR

91

belirtmektedir.

174

Ama Kant’ın deontolojik ve laik ahlak felsefesi bize

pozitif hukukun kanunlaştırılması sırasında yasa koyucu tarafından

uyulması gereken bazı ilkeler olabileceğini ifade etmektedir.

Bir pozitivist olan Hafızoğulları’nın da belirttiği üzere, ceza norm-

ları, olanı değil olması gerekeni ifade ettiklerinden etik/siyasi bir de-

ğerlendirmenin ürünü olan bir değer hükmüdürler ve bu bağlamda

ceza hukuku belirli bir toplumsal gerçeklik üzerine oturan değerler

bütünü olarak karşımıza çıkmaktadır.

175

İşte bu etik ve siyasi değer-

lendirmenin siyasi kısmını, suç siyaseti oluştururken, etik kısmını ise

laik ahlakı yaratan Kant’ın ahlak felsefesi oluşturmaktadır. Suç siyase-

ti, suça ilişkin kanunların yapılmasını, uygulanmasını, infazını, suça

ilişkin sosyal tepkilerin belirlenmesini kapsayan bir uygulama disip-

lini olarak karşımıza çıkmaktadır.

176

Batı Uygarlığında, suç siyaseti

belirlenirken, Aydınlanmanın politik ilkelerinden yararlanılmaktadır.

Kant’ın seküler ahlak felsefesi ise bu siyasetin etik çerçevesini çizmek-

te ve aynı zamanda ceza adaletinin sağlanması için de bize yol göster-

mektedir. Kant’ın ahlak felsefesinin, bu etik/siyasi değerlendirmenin

etik kısmı ve dolayısıyla ceza adaleti açısından en önemli unsurları,

beraberinde getirdiği “insan onuru”, “insan hayatının değeri” ve “eşit-

lik” kavramlardır.

177

İnsan onuru kavramı, Kant’ın hukuk üstüne yaptığı çalışmala-

rında açık bir şekilde dile getirilmemekle birlikte, bu kavram İkinci

Dünya Savaşı’ndan itibaren İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi,

AİHS gibi metinlerle anayasal ve mutlak bir değer olarak geliştirilmiş-

tir. Kant’ın ahlak yasası ve bu bağlamda insanın bir araç olarak değil

bir amaç olarak görülmesi gereği esas alınarak, insan onuru kavramı

evrenselleştirilmeye çalışılmış ve böylelikle insan hakları hukukunun

felsefi temelleri Kant’ın düşünceleriyle ortaya çıkmıştır.

178

174

Öktem/Türkbağ; s.167

175

Zeki Hafızoğulları, Ceza Normu, US-A Y., Ankara, 1996, s.11,12

176

Mustafa Tören Yücel, Yeni Türk Ceza Siyaseti, İmge, Ankara, 2011, s.22

177

Fletcher, Grammar of Criminal Law, s.198 vd. Evrenselden yerele inildiğinde,

Aydınlanmayı benimsemiş hukuk düzenlerinde bulunan, hakkın kötüye kulla-

nılması (abus de droit) kavramında yine Kant’ın felsefesinin izlerine rastlıyoruz.

(Fletcher, Grammar of Criminal Law, s.202 vd.) Yine, liberal demokratik hukuk

devletlerinin anayasalarında bulunan, temel hakların özüne dokunacak düzenle-

melerin yapılamayacağı ilkesi de bu bağlamda düşünülebilir.

178

Fletcher, Grammar of Criminal Law, s.202 vd. Örnek olarak belirtmek gerekir ki

günümüzde AİHM’ne taşınan birçok insan hakları ihlali cezai uyuşmazlıkların