Background Image
Previous Page  91 / 341 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 91 / 341 Next Page
Page Background

Aydınlanma ve Ceza Hukuku

90

yanıt olmaktan çıkmıştır.

168

Bu nedenle hemen sonrasında rasyonel do-

ğal hukukçulara göre uzun süre suç ahlaka aykırı olan fiil olarak algı-

lanmıştır.

169

Çünkü, doğal hukukçulara göre irade özgürlüğüne sahip

insan iyi veya kötü arasında seçimde bulunur ve bu da toplum halinde

yaşayan insanın etik yapısını ortaya koymaktadır. Bu nedenle uzun

süre ahlak kurallarıyla ceza hukukun çakıştığı düşünülmüştür ama

tabii hukuk en büyük sınavını Kant ile yaşamıştır.

170

Her ne kadar, ceza hukuku normlarının bir dönemin kristalize ol-

muş ahlakı veya her suçun bir ahlak ihlali olduğu düşüncesini savu-

nanlar günümüzde hala olsa da, suçlara ahlaki açıdan bakan tabiatçı

anlamda suçluluk ile yasal suçluluk, adam öldürme, hırsızlık vb. “mala

inse” suçlar dışında örtüşememektedir.

171

Gerçekten de kanun koyu-

cunun koyduğu bir çok suçun ahlakla bağlantısı olduğu söylenemez.

172

Ahlak ve hukuk ilişkisine etkileri günümüze kadar süren en bü-

yük faydayı Kant yapmıştır. Faydacı hukuk okuluysa, ahlak ve hukuk

ilişkisinde farklı bir şekilde ilerleyecek, İngiliz İçtihat Hukuku bu ko-

nuda uzun süre net bir ayrım koyamayacaktır.

173

Kant, ahlak ve hukuk

arasında ayrıma gitmiştir. Kant, doğal hukukun ahlaksal olana yani

kategorik buyruğa bağlı ve içsel olduğunu, pozitif hukukun ise hipo-

tetik bir buyruk olduğunu, kaynak ve makam olarak dışsal kaldığını

168

Aslında dinin aklileştirilme çabaları, 20.yüzyıla kadar hala Anglosakson mahke-

melerinin Hıristiyan ahlakına değindikleri kararları değerlendirildiğinde, en azın-

da ahlak alanından dini çıkarmak çok kolay olmamıştır. Ama bu noktada yazının

devamında da bahsedileceği üzere Kant büyük bir yol gösterici olarak görülebilir.

169

Yukarıdaki önermemize örnek olarak, Rousseau’nun devletin amacını ahlak ku-

ralları çerçevesinde özgürlüğün korunması olduğunu düşünmesi verilebilir. Yine

suçu ahlaki açıdan ele alan tabiatçı anlamıyla suçluluk(misal mala inse suçlar)

ile yasal suçluluk (misal,mala prohibita suçlar)ayrımındaki “tabiatçı” kelimesi de

bu bağlamda düşünülebilir. Aynı şekilde, yukarıdaki hususa, Kant’ın kategorik

buyruğunun doğal hukuk okulu bağlamında değerlendirilmesi de örnek olarak

verilebilir.

170

Mannheim

;

a.g.e s.46

171

Toplumsal yaşamdaki iş bölümü sanayi devriminden sonra son derece artmış ve

çeşitlenmiş, devletin görev ve işlevleri de aynı oranda çoğalmış ve bu bağlamda,

“mala in se” suçlar, “mala prohibita” suçların yanında azınlıkta kalmıştır.

172

Toroslu, Genel Kısım, s.24

173

Faydacı felsefe ve ahlak ilişkisi için bkz.( Fletcher, a.g.e s.193-198.) Faydacı Okula

mensup İngiliz Ceza Hukuku’nda da eşcinsel cinsel ilişki fiiliyle ilgili benzer bir

ahlak tartışması 20.yüzyılda yaşanmıştır. İngitere’de konuyla ilgili yaşanan Lord

Devlin ve H. L. A. Hart tartışması için bkz. Mannheim, Comparative Criminology,

Houghton Mıfflın Co.,Great Britain, 1965, s.53 vd.