Background Image
Previous Page  150 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 150 / 497 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2014 (114)

Nurdan ORBAY ORTAÇ

149

Ticaret Kanununun 782’nci maddesinden yola çıkılarak genellikle taşı-

yıcının maiyetinde çalışanlar ve taşıyıcının kullandığı kişiler olarak iki

başlık altında incelenmektedir

18

. Anılan hükmün, 6102 sayılı Kanunda

karşılığını teşkil eden 879’uncu maddesinde ise taşıyıcının adamları;

kendi adamları ve taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişi-

ler olarak iki grupta toplanmıştır.

Taşıyıcının maiyetinde çalışanlar (taşıyıcının kendi adamları), taşı-

yıcıya genellikle hizmet sözleşmesi ile bağlı, sürekli görev yapan kişi-

leri kapsar. Taşıma işinin icrasına doğrudan katılan işçilerin –örneğin;

kabin ekibi- yanı sıra taşıma işine doğrudan katılmamakla beraber ta-

şıyıcının işletmesinde çalışan muhasebeci, temizlikçi, bakım personeli

gibi dolaylı hizmet veren işçiler de bu kapsamda değerlendirilir

19

.

Taşıyıcının kullandığı (yararlandığı) kişiler ise taşıyıcının maiye-

tinde çalışanlardan farklı olarak taşıyıcıya sürekli bir ilişki ile bağlı

olmamakla beraber taşıma işinde yardımcı olan bağımsız kişilerdir;

örneğin, yakıt ikmalini yapan, hava aracında tüketilen yiyecek ve içe-

ceklerin temin edildiği kişiler gibi

20

.

Türk Sivil Havacılık Kanununun 127’nci maddesinde, bu Kanunda

öngörülen bir zarardan dolayı taşıyıcının adamına karşı da sorumlu-

luk davası açılabileceği hükme bağlanmıştır. Dolayısıyla yolcu ile ta-

şıyıcının adamlarının arasında taşıma işine ilişkin herhangi bir âkdi

ilişki bulunmamasına rağmen zarar görene, bu kimselere karşı taşıma

sözleşmesinin ihlali neticesinde doğan zararlar için doğrudan başvu-

rulabilme imkânı tanınmıştır. Bu hüküm özellikle hava taşıyıcısının

acentesi bakımından uygulama bulur. Zira hava taşımalarında taşı-

ma sözleşmesi genellikle taşıyıcı ile doğrudan değil; onun bir acentesi

vasıtasıyla yapılmaktadır ve yolcu ile taşıyıcının ikametgâhları çoğu

zaman farklı yerde bulunmaktadır. Bu durumda, zarar görenin, taşıyı-

cının ikametgâhında sorumluluk davası açması ve yürütmesi ona kül-

fet getirebilir. Kanun koyucunun, taşıyıcının adamlarına karşı dava

açma hakkı tanımak suretiyle, zarar göreni bu külfetten kurtarmayı

amaçladığı kanaatindeyiz.

18

Arkan, s. 96 – 97 (Karada); Ahmet Kırman, Havayolu ile Yapılan Uluslararası Yolcu

Taşımalarında Taşıyıcısının Sorumluluğu, Ankara, 1990, s. 108 – 109.

19

Arkan, s. 97 (Karada).

20

Ülgen, s. 206.