

TBB Dergisi 2014 (114)
Nesibe KURT KONCA
271
VI. SONUÇ
Tebligatın usulüne uygun bir şekilde ve kısa sürede yapılmaması,
yargılamanın uzun sürmesine ve dolayısıyla, makul sürede yargılan-
ma (yargılama!) hakkının ihlaline yol açmaktadır. Bu sorunların te-
melinde çok çeşitli sebepler bulunmaktadır. Ancak, en temel çözüm,
öncelikle toplumda tebligat bilinci oluşturmaktır. Tebliğ evrakının
alınması gerektiği, tebliğ evrakının alınmamasının muhatap bakımın-
dan hak kayıplarına yol açacağı hususunda kamu spotu vb. araçlarla
kamuoyu bilgilendirilmelidir. Ayrıca tebligat zincirindeki tüm hal-
kaların kendilerinden kaynaklanan gecikme ve usulsüzlerden dolayı
yaptırama tâbi olması ve bu yaptırımların usulsüzlükleri caydırıcı ve
işlemleri hızlandırıcı nitelik taşıması gerekir. Vatandaşlar, adres kayıt
sisteminin önemi ve adres güncelleme zorunluluğu hakkında bilgi-
lendirilmelidir.
Tebligat Kanunu, çeşitli Kanun değişiklikleri ile uğradığı estetik
müdahalelere rağmen artık yaşlanmıştır. Günümüzün ihtiyaçlarını
karşılayabilecek içerik ve bütünlükten yoksundur. Mutlak suretle yeni
bir tebligat mevzuatına ihtiyaç vardır. Bu mevzuat hazırlanırken teb-
ligat hukukunun pek çok disiplini ilgilendirdiği dikkate alınmalı ve
disiplinler arası bir yaklaşımla mevzuat hazırlanmalıdır. Bu mevzuat
hazırlanırken, vergi hukuku, imar hukuku, idare hukuku, icra ve iflâs
hukuku, ceza usul hukuku ve medeni usul hukukuna ilişkin mevzuat-
ta yer alan tebligat hükümleri de değerlendirilmeli; bütüncül bir yak-
laşımla, tebligat işlemlerinde yeknesaklık sağlanmaya çalışılmalıdır.
Yeni bir Tebligat Kanunu hazırlanırken, bu Kanun’un uygulanmasına
ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle değil, pek çok idari birimi ilgilen-
dirdiği için 2012 yılından önceki gibi Tüzük ile düzenlenmelidir.
şartı yokluğu ile reddine neden teşkil etmez. Taraf, belirtilen sürede delil avansı
giderini yatırılmazsa dayandığı o delilden vazgeçmiş sayılır. Mahkeme, dava şartı
olarak belirlediği gider avansına yönelik ara kararında gider avansını oluşturan
harç, tebligat gibi gider gerektiren işlemleri kalem kalem açıklamalı her kalemin
miktarını ayrı ayrı göstermeli, dava şartına yönelik gider avansı ile ilgili olarak
verilen kesin sürede yatırılmamasının sonuçlarını da duruşma zaptına açıkça
yazmalıdır. Ayrıca bu avans dışında delil ikamesine yönelik avans isteniyorsa
HMK’nun 115.maddesine göre değil, 324.maddesine göre işlem yapmalıdır. Bu
durumda mahkemece, yazılı şekilde uygulama yapılmadan soyut kesin süre ve-
rilerek dava şartı noksanlığında davanın reddine karar verilmesi doğru görülme-
miştir.” 17. HD., E. 2012/13494, K. 2013/12373, T. 17.9.2013 (Kazancı İçtihat Bilişim
Bankası- 27.02.2014).