

Türk Hukukunda Tebligata İlişkin Güncel Sorunlar ve Çözüm Önerileri
272
Tebligat Kanunu’nda benimsenen tebliğ evrakının, o yerin muhtar
veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memur-
larına bırakılması usulü terk edilmelidir. Uygulamada, tebliğ evrakı-
nın muhtarlara bırakılması teamül haline gelmiştir. Fakat, muhtarlar
teknik ve mali alt yapıya sahip olmadıkları için tebliğ evrakını teslim
almak ve saklamak bakımından sorunlar yaşamaktadır. Bu sorunları
çözümü için, tebliğ evrakının, PTT şubelerine bırakılmasını önermek-
teyiz.
Tebligat işlemleri bakımından PTT bünyesinde ayrı bir birim oluş-
turulmalıdır. Tebligat işlerinde çalışan posta memurları, sıradan posta
memurlarından ayrılmalıdır. Bu memurlar, eğitilmelidir. Ancak, bu
eğitim, tebligat hukukunun genel esaslarının yanı sıra uygulamada
karşılarına çıkacak sorunların çözümünü sağlayacak şekilde özellikle
psikoloji ve iletişim disiplinlerini de kapsamalıdır. Adalet Meslek Yük-
sel Okulu mezunları ve Posta Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu’ndan
mezun kişiler arasından bu memurlar seçilmelidir.
Adliye binalarında PTT hizmet birimleri genişletilmesi, çalışan
sayısı arttırılmalıdır. Yüzbinlerce tebligatın yapıldığı büyük adliye-
lerde, PTT hizmet birimi içerisine posta işleme merkezi de kurulması
suretiyle önemli bir vakit kazanımı sağlanabilir. Bu bağlamda adliye
binalarının inşasında, PTT hizmet birimleri için de yer tahsis edilmesi;
buna göre, inşaat planı yapılması gereklidir.
Usulsüz tebligat yapılmasına ilişkin önlemler alınmasının yanı
sıra, usulsüz tebligatı ileri sürmek suretiyle kararın kesinleşmesini
engellemek isteyenlerin kötü niyetini bertaraf etmek için sınırlamalar
konulmalıdır. Şöyle ki; ayni haklar ile kişilik haklarına ilişkin dava ve
işler dışında usulsüz tebligatın ileri sürülmesi, tebligat tarihinden iti-
baren bir yıllık hak düşürücü süreye tâbi kılınabilir. Bu suretle, kara-
rın kesinleştiğinin zannedilmesinden, çok uzun süre usulsüz tebligat
nedeniyle kanun yoluna başvurulması engellenebilir.
KAYNAKÇA
Akcan Recep, “Çağımızdaki ve Gelecekteki Vasıtalarla Tebligat Yapılması (Tebligat
Kanunu Madde 7 Üzerine İnceleme)”, Prof. Dr. Fırat Öztan’a Armağan, Ankara
2010, C.1, s. 41-61.