Background Image
Previous Page  371 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 371 / 497 Next Page
Page Background

Gündelik Dil Felsefesi, Betimleyici Sosyoloji ve Eleştirellik

370

belirtmiştik. Söz konusu ayrıma böyle yaparak ulaşır ve bunun neden

tercih edildiği sorusu, yani düşünürün eleştirisinde Augustinus’a sor-

muş olduğu soru, yine cevapsız kalır.

26

Esasen bunun nedeni, Hart’ın kullandığı biçimiyle gündelik dil

felsefesinde de sorunun cevapsız oluşudur. Neden bazı terimlerde kul-

lanım farklılıklarının, bazılarında ise kullanım benzerliklerinin öne

çıkarıldığı sorusu, dile dil-dışı bir dayanak bulunmadan cevaplana-

maz. Bu felsefenin ayakta kalışı uyumsuz kullanım hallerinin sorun

edilmemesi veya bunlardan egemen olanın seçilmesi sayesinde müm-

kün olur; paylaşılmakta olan tek bir gündelik dil varsayımı hatalıdır

ve benzer durum Hart’ın teorisinde de kendini gösterir. Edgeworth’un

verdiği örnek bu konuda aydınlatıcıdır:

… [V]arsayın ki … yapılacak [başka] bir seçeneğimin bulunmadığı

hallerde “yükümlü kılınmak” terimini kullanıyorum ve aynı zaman-

da, … hukuku ihlal etme konusunda, tıpkı bir soyguncunun tehdidi

altındaki gibi terörize edilmiş durumda olduğum için ya da inançla-

rım gereği sivil itaatsizlik ahlâken kabul edilemez ve izin verilemez

olduğu için, ne pahasına olursa olsun hukuka itaat edilmesi gerekti-

ğine inanıyorum. Bu koşullarda … Hart’ın olağan kişisi ‘yükümlülük’

kelimesini kullanacakken, ben ‘yükümlenme’ kelimesini kullanıyo-

rum. ‘O borcu neden ödedin’ diye sorulduğunda … “çünkü yükümlü

kılındım” diye cevap veriyorum. Eğer soruyu soran ‘Bir yükümlülük

altında olduğunu kastetmiyor musun?” diyecek olursa, “Hayır, ileti-

şimde bulunduğum sosyal grupla paylaştığım tanımlar evreninde ‘yü-

kümlenme’ terimi davranışım hakkında olan ve mutlak biçimde uyma

zorunluluğu hissettiğim taleplere işaret eder” diyeceğim.

27

Durumun insanların çoğu için bunun tersi olduğunu kabul etmek

için ampirik araştırmaların desteği gerekir. Ancak Hart’ın ulaştığı

sonuç gündelik dil pratiğine dair herhangi bir ampirik araştırmaya

dayanmaz ve onun açık bir veri olarak kabul edilişi ciddi sorun do-

ğurur. Zira gündelik dilde insanların teorisyene farklı görünen du-

rumları aynı kelimelerle ifade ettikleri sıklıkla görülebilir. Eğer kişiler

genellikle hukuki bir yükümlülüğe muhatap olma halini ifade etmek

üzere, şiddet tehditi altında olma hali için kullandıkları kelimeleri kul-

26

Edgeworth, s. 120.

27

Edgeworth, s. 121-122.