Background Image
Previous Page  309 / 517 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 309 / 517 Next Page
Page Background

Tarafların Sulhe Teşvik Edilmesinde Etkili Bir Örnek: İngiliz Hukuk Yargılamasında...

308

3. Lord Woolf’un raporlarında da üzerine vurgu yaptığı üzere mev-

cut CPR uygulamasında, resmî sulh önerileri dava açılmadan

önce de yapılabilmektedir. Türk hukukunda ise yapılacak bir sulh

sözleşmesinin mahkeme içi sulh olarak değerlendirilebilmesi için

mutlaka derdest bir dava bulunması gerekmektedir (HMK m.

313/1)

83

. Dolayısıyla Türk hukukunda böyle bir durum söz konusu

olamayacaktır. Bu çerçevede Türk hukukunda önerinin yapılaca-

ğı en uygun zaman, kanaatimizce, tahkikat aşaması başlamadan

önce, ön inceleme aşamasının sonudur (Karş. HMK m. 140/2). Di-

lekçeler aşaması ve özellikle ön inceleme duruşması sonunda ta-

raflar kendilerinin ve birbirlerinin davadaki hukuki durumlarını

çok daha iyi değerlendirebilirler. Bu sebeple makul ve kabul edile-

bilir sulh önerilerinin getirilebilmesi de daha olanaklı olur.

4. Türk hukuku bakımından bu husustaki en önemli sorunlardan

bir tanesini, ispat yönü oluşturmaktadır. Sulh önerisi mahkeme

dışında yapıldığı için, böyle bir önerinin yapılıp yapılmadığının ve

içeriğinin kolaylıkla ispat edilebilir olması gerekmektedir. Kanaa-

timizce bu husus noter şartı ile çözülebilir. Sulh önerilerinin noter

kanalıyla yapılması tebligat, ispat vs. gibi sorunları ortadan kaldı-

rabilir. Noterlik Kanununun meslek sırrını düzenleyen 54. madde-

si de, önerinin gizliliği konusunda bir güvence sağlamaktadır.

5. Resmî sulh önerileri kurumunun İngiliz hukukuna uygunluğu-

nun temelinde yatan sebeplerden birisi, yargılama giderlerinin

yükletilmesi meselesinin bir kül olarak görülmesidir. Davayı kay-

betme ve kazanma vakıaları bir bütün olarak görüldüğünden, da-

vacı talebinin altında bir hüküm elde etse bile davayı kazanmış

olarak addedilmekte, yargılama giderlerinden davalı sorumlu ol-

maktadır. Türk hukukunda ise, yargılama giderleri bakımından

davanın kazanılan/kaybedilen kısmı esas alındığı için, yargılama

giderlerinin yükletilmesi daha farklı değerlendirilmek zorunda-

dır (HMK m. 326/2). Bu çerçevede göz önüne alınması gereken

diğer bir husus da, davacı ve davalı arasında yargılama harçla-

rı bakımından var olan asimetrik ilişkidir. Davanın reddi halin-

de karar ve ilam harcı, davanın konusu para ile ölçülebiliyor olsa

83

Önen, s. 88.