Background Image
Previous Page  304 / 517 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 304 / 517 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2014 (115)

Mustafa GÖKSU

303

miş olacağı için davacı, davayı kazanmış olmasına rağmen, davalının

yargılama giderlerini ödemek durumunda kalabilecektir.

Davalının sulh önerisini reddeden davacı, hüküm ile, öneriye kı-

yasla daha avantajlı bir sonuç elde edemezse, Kanun tarafından dava-

lı lehine bazı sonuçlar öngörülmüştür. Buna göre böyle bir durumda

davacı, davalının bağlayıcı sürenin sona ermesinden itibaren oluşan

giderlerinden ve bu giderler bakımından oluşacak faizden sorumlu

olacaktır (CPR 36.14(2)). Burada belirtilen giderler norm gider ödeme

temelinden hesaplanan giderler, faiz (davalı bakımından oluşan so-

nuçların aksine) ise olağan faizdir

76

. Olağan faiz (temel oran), Kanu-

nun kavramlar kısmında tanımlandığı üzere, Birleşik Krallık Merkez

Bankasının (

Bank of England

) diğer bankaların kullanımı için belirle-

diği faiz oranıdır. Davacının sadece bağlayıcı süre sonundan itibaren

giderlerden sorumlu olması, elbette davayı kazanması haline münha-

sır olacaktır; davacı eğer davayı kaybetmişse, 44. Kısımda belirlenen

kurallar sebebiyle kural olarak zaten davalının yargılama giderlerini

üstlenmek durumunda kalacaktır.

Kanunun 36.14 maddesinin altıncı fıkrasına göre, resmî sulh öne-

risi geri alınmışsa veya şartları sonradan davacı bakımından ağırlaştı-

rılmış fakat hüküm ile bu yeni şartlar alt edilmişse ya da mahkemenin

aksine bir karar vermemiş olması koşuluyla önerinin duruşma aşama-

sına yirmi bir günden daha az bir süre kala yapılmış olması halinde,

yukarıda bahsettiğimiz sonuçlar oluşmaz.

II. Davacının Sulh Önerisinin Davalı Tarafından Kabul

Edilmemiş Olması

Davalı eğer davacının sulh önerisini kabul etmeyip davaya de-

vam etmişse ve dava sonunda verilen hüküm davacının önerisindeki

şartları karşılıyor veya davacı lehine ek yarar sağlıyorsa, davalı bakı-

mından hukuki sonuçların gerçekleşmesi söz konusu olur. Kanunun

burada kullandığı ifade, “davalı aleyhine olan hükmün, davacıya en

az önerisi kadar avantaj sağlamış olması”dır (CPR 36.14(1)(b)). Yukarıda

söz konusu ek yararın tespiti bakımından yaptığımız açıklamalar bu-

rada da geçerli olduğu için tekrar etmeye gerek görmüyoruz.

76

Harmer, C., “Other Major Changes”, Civil Litigation Handbook (Ed. Peysner, J.),

London 2001, s. 475.