Background Image
Previous Page  425 / 517 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 425 / 517 Next Page
Page Background

İşe İade Davalarında Makul Sürede Yargılanma Hakkı

424

herhangi bir Yüksek Sözleşmeci Taraf ’ın yasalarına ve onun taraf olduğu baş-

ka bir Sözleşme uyarınca tanınmış olabilecek insan hakları ve temel özgür-

lükleri sınırlayacak veya onları ihlal edecek biçimde yorumlanamaz

.” hükmü

dikkate alınarak iç hukukta daha fazla koruma getiren hükmün dik-

kate alınması gerektiği şeklinde eleştirilebilir.

Aslında İş Kanunundaki söz konusu süreler olmasa dahi, AİHM’in

işe iade davalarında 1 yıl 5 ay gibi bir süreyi makul olarak değerlendir-

mesi eleştirilebilir ve iş akdi feshedilen işçinin, işe iade davası açarak

bir an önce işine tekrar başlamayı umduğu, oysa davanın 1 yıl 5 ay gibi

bir süre devam etmesi durumunda, işçinin başka bir işe başlamamışsa

oldukça büyük geçim sıkıntısı yaşayacağı; sürenin uzun sürmesinden

dolayı işçi başka bir işe başlamışsa, bu durumda da işe iade davası

anlamını yitireceği söylenebilecektir. Ancak işe iade davalarında ço-

ğunlukla işçi davayı kazansa da işverenin işe iade yerine tazminat se-

çeneğini kullandığı düşünüldüğünde davanın anlamını yitirmediği,

haksız şekilde işten çıkarılan işçinin maddi tazminatla mağduriyeti-

nin giderildiği düşünülmektedir.

Bununla beraber AİHM, iş ilişkisinden kaynaklanan ihtilafların

özel gayret (special diligence) gerektirdiğini vurgulayarak

57

diğer hu-

kuk davalarına oranla yargılamanın daha kısa sürede tamamlanması

gerektiğini kabul etmektedir. Bu alanda AİHM daha katı bir inceleme

yapmakta ve iş ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili baş-

vurularda makul süre garantisinin ihlal edildiğini sıklıkla tespit et-

mektedir.

58

Bunun sebebi, yukarıda bahsedildiği üzere işçinin geçim

kaynaklarını kaybetme riski taşıması ve işçinin davadaki menfaati ile

davanın işçi için öneminin büyük oluşudur.

Anlaşılacağı üzere AİHM, makul sürenin belirlenmesinde söz ko-

nusu süreleri dikkate almamış fakat kendi içtihatlarıyla kabul ettiği

üzere, iş davalarının özel gayret gerektirdiği belirterek hızlı bir şekil-

de sonuçlanması gerektiğini ifade etmiştir.

AİHM, makul sürenin belirlenmesinde, başvurucunun neleri yiti-

rebileceğini yani başvuru konusunun başvurucu için önemini dikka-

te alacağını, yukarıda belirtildiği üzere içtihatlarıyla kabul etmesine

57

AİHM, B. No: 12460/80, 27/2/1992, § 17

58

AİHM, B. No: 31792/06, 23/5/2010,§ 31