

TBB Dergisi 2014 (115)
Bülent ALTINSOY
57
Komisyon, dini açığa vurma hakkına yönelik söz konusu sınırlamanın
herkesçe ulaşılabilir ve öngörülebilir yasal hükümlere dayanmadığını
ve bu nedenle 9. maddede korunan dini açığı vurma özgürlüğünün
ihlal edildiğini belirtmiştir.
Mahkûmlara karşı zorunlu kıyafet ve çalışma yükümlülüğü ge-
tirilmesinin de dini inanışlarına bazı hallerde zarar verebileceği dü-
şünülebilir. Komisyonun önüne gelen bir olayda, başvurucu inanç ve
vicdanına ters düşecek nitelikteki hapishane kıyafetinden ve hapisha-
ne çalışmalarından yakınmıştır. Komisyon, kararında başvurucunun
kendi elbiselerini giymesine izin verilmesinin ve zorunlu hapishane
çalışmalarından muaf tutulmasının kendisine diğer mahkûmlara na-
zaran imtiyazlı bir durum oluşturacağını belirterek, 9. maddenin be-
lirli bir tutuklu grubuna tercihli bir hak tanıma güvencesi sağlayacak
şekilde genişletilemeyeceği şeklinde hüküm tesis etmiştir.
76
Fakat bu
karara karşı biraz temkinli yaklaşılmalıdır. Unutmamak gerekir ki
bazı dini inançlara sahip kişilerin inançları gereği belirli kıyafetleri
giymekten kaçınabilmeleri olağandır. Mesela, sih erkeklerin inançları
gereği başına taktıkları türban, zorunlu hapishane kıyafeti uygula-
masıyla pek örtüşmemektedir. Böyle bir durumda mahkûm olan bir
sihin, başına inancı gereği taktığı türbanın hapishane disiplinini bo-
zucu hiçbir etkisinin bulunmayacağı açıktır. Dolayısıyla Komisyon’un
9. maddenin belirli bir gruba tercihi bir hak sağlama amacına hizmet
etmeyeceği şeklindeki yorumunun katı algılanmasının yanlış olacağı
görülmektedir.
SONUÇ
Çağdaş insan hakları doktrini, koruma yelpazesini, özgürlüğü
kısıtlanmış durumda bulunan mahkûmlara daha etkin koruma sağ-
lar şekilde genişletmiştir. Bu anlayışın gelişmesinde mahkûmları salt
olarak hukuka aykırı davranışlarının bedelini ödeyen bireyler ola-
rak gören eğilimlerin terk edilip, topluma yeniden kazandırılmaları
amaçlanan bireyler olarak algılayan yeni anlayışların kabul görmeye
başlamasının büyük bir etkisi vardır. Hiç şüphesiz mahkûmların sos-
yal hayata sağlıklı bireyler olarak kazandırılabilmeleri için kısıtlanmış
şartlar altında da olsa mahrem bir alana sahip olmaları gerekmekte-
76
Mcfeely ve diğerleri/Birleşik Krallık, Baş. No. 8317/78, 15.05.1980