Background Image
Previous Page  97 / 517 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 97 / 517 Next Page
Page Background

Ceza Muhakemesinde Şüpheli ve Sanığın Fizik Kimlik Tespiti

96

raf çekimi yeterli olabilecekken, ilgilinin diş izlerinin alınması yoluna

gidilebilecektir. Bu durumda ölçülülük ve orantılı olma koşulları ihlal

edilebilecektir. Bu nedenle uygulamada görülebilen “şüphelinin fizik

kimliğinin tespitine” veya “sanığın fizik kimliğinin tespitine” biçi-

mindeki kararlar yerine, fizik kimliğinin tespitiyle birlikte, nasıl ve ne

türde bir tespit yapılacağının da, kararda açıkça belirtilmesi gerektiği

kanaatindeyiz. Bu doğrultuda CMK bünyesinde, şüpheli ve sanığın

fizik kimlik tespitinin karar şeklinde vücut bulması gerektiğine dair

düzenleme yapılmasının yararlı olacağını değerlendiriyoruz.

CMK’nun 35. maddesi koruma tedbirlerinin hazır bulunamayan-

lara tebliğ edilmesinin zorunlu olmadığı kuralını getirmiştir. Şüpheli

ve sanığın fizik kimliğinin tespiti bir koruma tedbiri olduğuna göre,

CMK’nun 35. maddesi esas alınırsa, fizik kimliğinin tespitine yok-

luğunda karar verilen şüpheli ve sanığa, bu kararın tebliğine gerek

bulunmadığı sonucu çıkmaktadır. Anayasa hak arama özgürlüğünü

düzenlemiş, AİHS adil yargılanmayı bir hak olarak tanımıştır. Hak-

kındaki özgürlüğü kısıtlayan karardan, ilgilisinin haberdar olması ge-

rekir. Kararın tebliği üzerine, belki de parmak izini vermek için ken-

disi kolluk birimlerine başvurabilecek olan bireyin, aynı amaçla yolda

yürürken kolluk birimlerince çevrilerek parmak izi alımına götürül-

mesi, demokratik bir uygulama olmasa gerektir. Bireyin kimliğini

başlangıçta saklamış olması, bu konudaki karardan sonra da, mutlaka

saklayacağı anlamına gelmez. Bireye hakkındaki karara uyma şansı

verilmelidir. CGTİK’nun 20. maddesi hapis cezasına mahkum olanlara

bile, infaza davet edilme olanağı vermektedir. Aynı olanağın yoklu-

ğunda fizik kimliğinin tespitine karar verilen şüpheli ve sanığa veril-

memesi için hiçbir sebep yoktur. CMK’nun 35. maddesindeki koruma

tedbirlerinin hazır bulunamayanlara tebliğinin gerekmediğine ilişkin

düzenlemesini ayrıca tartışılabilir bulmakla birlikte, anayasal hak ara-

ma özgürlüğüne dayalı olarak, yokluğunda fizik kimliğinin tespitine

karar verilen şüpheli ve sanığa, bu kararın tebliğ edilmesi gerektiği

görüşündeyiz.

AİHM kararlarına göre, kovuşturma organlarının bilgi toplama-

yı haklı kılan nedenlerinin bulunması, bu bilgilerin saklanmasını

haklı kılmamaktadır. Mahkemeye göre, şüphenin ortadan kalkması

ile, bilgilerin ortadan kaldırılması, yani yok edilmesi gerekmektedir.

AİHM’nin 8022/77 sayılı McVeigh-İngiltere davasında vardığı sonuç