

TBB Dergisi 2016 (116)
Ahmet İYİMAYA
447
yasaya uygunluk (somut norm) denetiminin yapılmasını öngören
açık bir hüküm (anayasa veya yasa) yoktur. İçtihatla böyle bir yo-
lun açılması, geçiş dönemi henüz tamamlanmayan bireysel baş-
vuru kurumunu ta baştan tökezletecek bir yükün ona yüklenmesi
anlamına gelir. Ölçülülük
, yalnızca kozmik bir ölçüt değil, aynı
zamanda konsolidasyon koşuludur.
Anayasamızın somut norm
denetimindeki (Any.m.152) dava sayısı ile bireysel başvuru sayı-
sındaki sürgit-artış birlikte düşünüldüğünde, bu yolun kabulü ha-
linde Anayasa Mahkememizi bekleyen aşırı yargısal aktivizmin
bozucu etkilerini görmek için filozof olmak gerekmez.
3-
İnsan Hakları Avrupa Hukuku (özellikle Avrupa Mahkemesi iç-
tihatları), seçim barajını, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 3
üncü maddesinde düzenlenen
“serbest seçim hakkı”
nın bir un-
suru olarak görmemektedir. Öte yandan Anayasa Mahkememizin
aynı konudaki birbirini destekleyen kararları da bu doğrultuda-
dır. Yerindelik ve demokrasi standartları bakımından % 10’luk
ülke/seçim barajı, yüksek görülebilir. Kişisel görüşüm de bu doğ-
rultudadır. Ancak siyaset kurumunun doğal sınırları içinde yer
alan bu sorunda, Yüksek Mahkemenin regülasyon yetkisini bir
kararla üstlenmesi, onu negatif yasama işlevinden pozitif yasama
işlevine sıçratır ki, bu hal, dört başı mamur bir Anayasa krizinden
başka bir anlama gelmez (Any.m.148). Yüksek Mahkemenin böyle
bir yola hiçbir şekilde iltifat etmeyeceğini düşünüyorum. Esasen
Yüksek Mahkemenin kendi kararlarından ve yasalardan kaynak-
lanan hak ihlallerini inceleme yetkisi de bulunmamaktadır (6216
S.K., m.45/3).
4-
Anayasa Mahkememizin yapı ve işlevi bakımından anayasa ve
yasaya aykırı içtüzük modellemesini anayasa sınırlarına çekecek
bir düzenlemenin geciktirilmeden gerçekleştirilmesi zorunluluğu
açıktır. Genel çerçevesi bu yazımızda çizilen ve özellikle Mart 2014
içtüzük değişiklikleri ile ortaya çıkan iki (düalist) Anayasa Mah-
kemesi görüntüsü, sürdürülemez. Bu alandaki kural-çatışmasını
Yüksek Mahkememizin gidermesi, en tabii olanıdır. Aynı konuda
yasama organının da bir düzenleme yetkisini haiz olduğu açıktır
(Any.m.149/5,2. 6216 S.K.m.5/c).