

TBB Dergisi 2016 (116)
Ahmet İYİMAYA
439
hip değiliz. Ancak Anayasamızın seçim kanunlarında yapılacak de-
ğişikliklerin bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanamayacağına
ilişkin hükmü (m.67/7)
32(31)
ve Haziran 2015 tarihinde seçim yapılacağı,
herkes tarafından bilinmektedir.
Baraj başvurusu incelemesinin olası sonuçlarına uygun düzenle-
meyi seçimlerde yürürlüğe koymanın imkansıza yakın zorluğu de-
ğerlendirildiğinde zamanlama ilkesine aykırı gündem belirlemenin
isabeti cai bir sualdir. Değişikliklerin bir yıl içinde yapılacak seçim-
lerde uygulanamazlığı anayasa ilkesini esas alan bir gündem belirle-
mesi, Anayasa Mahkememizin konumuna çok daha uygun olurdu. Bu
gerçekleri gözetmeyen bir gündem belirlemesinin yargılama etiğine
uygun olduğu söylenemez.
Bireysel başvuru yoğunluğu ve diğer iş-
ler gözetildiğinde gündem belirlemeyi belli kriterlere bağlamak ve
belirleme iradesinde kurul-dinamiğine geçmek, bu yönde yasa de-
ğişikliğine gitmek zorunluluğu açıktır (6216 S.K. m.13/1-a, İçtüzük,
m.68/1).
33
altın denge korunmalıdır. (Bireysel olarak bu barajın %7’lere çekilmesi gerektiğini
düşünüyorum).
Siyaset kurumunun bir aktörü olarak, Yüksek Mahkememizin bireysel başvuru
yetkisini kullanırken yargısal aktivizmin sınırlarına taştığı gözlemine sahibim.
Bunu, geçiş sürecinin tabiatı içinde varolan geçici bir durum olarak değerlendi-
riyorum. Ancak seçim barajları konusunda oluşturduğu gündemi, zamanlama
itibarı ile aynı şekilde değerlendiremiyorum.
Türkiye, bireysel başvurulara özgü olarak yeni bir üst Mahkeme (İnsan Hakları
Mahkemesi) modelini tartışmalıdır. Üstelik bu modelde, yapısı itibarıyla aynen
yasama organı gibi “kamu gücü niteliğinde olan” Anayasa Mahkemesinin karar-
ları ile ortaya çıkacak temel hak ihlalleri de denetim altına alınmış ve önlenmiş
olur (6216 Sayılı Kanun, m.45/3) [Sözgelimi her ikisi Yüksek Mahkeme olan Yar-
gıtay ve Danıştay kararlarından kaynaklanan hak ihlallerine karşı bireysel baş-
vuru tanınmışken, Anayasa Mahkemesi kararlarından kaynaklanan hak ihlalleri
için dahi bu hakkın tanınmaması, açıklanması zor paradoks oluşturur. Yüksek
Parlamento, bu noktada kurucu iktidar yetkisini kullanmak ve anayasa normu
inşa etmek ihtiyacını duyabilir (Any.m.175)].
Yüksek Mahkememizin, kendi ontolojik sınırlarına sadakat özenini koruyacağına
inanıyorum.
Kişisel düşüncelerimi kamuoyu ile paylaşıyorum. 02/12/2014
Saygılarımla.”
32
Anayasamızın 67/7 hükmü şöyledir: “Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler,
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulan-
maz” (Any.m.67/7). 2001 Anayasa Değişikliği ile hukukumuza giren, mimarisi
bana ait sözü geçen kural (ilke) için, bkz. Ahmet İyimaya, Bir Yıl İçinde Yapılacak
Seçimlerde Uygulanamazlık Kuralının Halk Oylaması Hukuku Yönünden Değeri
(TBB Dergisi 2010, S.89,s.373).
33
Gündem belirleme konusunda, Anayasa Mahkememizin uygulamasında ortaya
çıkan amprik veriler temelinde ciddi bir incelemenin yapılması, çıkan sonuçlara
göre kriterlerin ve işleyiş modelinin belirlenmesi gerekir. Sözgelimi görev süresi