Background Image
Previous Page  43 / 453 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 43 / 453 Next Page
Page Background

Adli Yargıda “Makul Süre” Felsefesi ve Matematiği

42

Tablo 3.

2009 ve öncesi

2010

2011

2012

2013

Toplam

2,4

2,4

6,3

27,2

61,5

1.793.086

İşte yargılamada gereksiz gecikmelerin giderilerek makul süre

içinde sonuca varılması ülkede

adalete güven

duygusunun yerleşmesi

açısından gereklidir. Tüketicileri açısından belli ölçüde sabır/direnç

gösterme olgusu olan yargılama, zamanında gerçekleştirilmediğinde

adaletsizlik olabileceği gibi aceleye getirilmesi de adaletsizlik olarak

algılanabilir. Süreç uzaması yoksul tüketicileri hak aramaktan çekin-

meye; potansiyel hak ihlalcilerini de cesaretlendirmeye itecektir. Bu

durumda yargılama sisteminin yoksul yerine varsıla hizmet eder bir

kurum haline dönüşme riski oluşacak; toplumsal dayanışma duygusu

zayıflayacaktır.

Ülkemizde yargıdaki gecikmenin ne derecede bir sorun olduğu

hakkında adalet istatistikleri analizi dışında yapılmış kapsamlı bir

araştırma sayısı ikiyi geçmemektedir.

Herkesin, gecikmeden şikayet ettiği kadar duruşma hazırlığının da

çok iyi yapılması gerektiğini vurguladıkları görülmektedir. Davaların

gecikmesi bakımından davalara özgü yoğunluk derecesi konusunda

da halka mal olmuş bir bilgi yok denecek derecede az ise de kulaktan

kulağa yayılan duyumların sakıncalı bir hal aldığı görülmektedir. Yal-

nızca yıllık adalet sektöründeki tüketici sayısının yaklaşık 30 milyon

kadar olduğu (2012) göz önüne alındığında; sistemdeki sorunların ve

yetersizliklerin hâkime/ yargıya güven ve saygıyı ne derece etkileye-

ceği kuşkudan uzak bulun- mamaktadır (

moments of truth

).

Yargılamalar bakımından davalara özgü asgari süreler ile gerek-

siz gecikmelerin belirlenmesi amacıyla aşağıdaki hususlara odakla-

nılması ve aktörlerde bilinç yaratılması ön görülmelidir. Kuşkusuz

bu yaklaşım, sistemdeki tüm aktörlerin (mahkeme personeli, hâkim,

savcı ile avukatlar, bilirkişiler, sosyal araştırmacıların) aktif desteğini

gerektirmektedir. Bu belirlemeleri saptamak üzere adalet istatistikleri

ile adli sicil veri bankasında yeterince veri bulunmaktadır. Bu konuda,

siyasete özgü şu temel ilkeler göz önünde bulundurulmalıdır.