

Torba Yasalar ve Yasama Sürecindeki İçtüzük İhlallerinin Şekil Denetimi Sorunu
88
nünden içtüzüğe aykırılık iddiasıyla açılan bir davayı
(
51
)
aynı gerekçe-
lerle reddetmiştir.
Fakat, her iki yaklaşımın da (geniş yorum-dar yorum) 1982 Ana-
yasası dönemine ait olduğunu göz önüne aldığımızda, Yüksek Mah-
kemenin yaklaşımını bir kez daha değiştirerek geniş yoruma dönme-
sinde ve “son oylamadan önceki” içtüzük ihlallerini de şekil denetimi
kapsamına almasında Anayasal bir engel bulunmadığı sonucuna va-
rılmaktadır.
7. Sonuç:
TBMM’de son zamanlarda birbiri ardından kabul edilen, kamu-
oyundaki yaygın tanımla “torba yasa” denilen yasalar, başlıklarında-
ki ve içeriklerindeki belirsizlik bakımından pek çok alt düzey hukuk
normuna aykırı olduğu gibi, birbiriyle ilintisiz onlarca yasadaki de-
ğişiklikleri tek metinde birleştirdiğinden, karmaşa ve anlaşılmazlık
yaratmaktadır. Daha önemlisi, torba yasaların TBMM’deki yasama
süreçleri de bir dizi içtüzük aykırılıklarıyla sakatlanmaktadır. Bu me-
tinler TBMM’ye sunulduktan sonra komisyonlarda ve Genel Kurul-
da TBMM İçtüzüğünün emredici hükümlerine aykırı şekilde yepyeni
eklemelerle şişirilmektedir. Üstelik belirtilmelidir ki yasa tasarılarına
Meclis komisyonlarında ve Genel Kurulda yeni maddeler eklenmesi,
sadece torba yasalarla sınırlı olmayan, başka yasalarda da karşımıza
çıkan bir uygulamadır.
Ne var ki, İçtüzüğün açık ihlali anlamına gelen bu uygulamalar;
yürürlükteki Anayasa’nın 148’inci maddesindeki; “
Şekil denetiminin son
oylamanın öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığının incelenmesiyle sınır-
lı ve itiraz süresinin de 10 gün olduğu, süre geçtikten sonra dava açılamaya-
cağı, defi yoluyla da ileri sürülemeyeceği”
kuralının, Anayasa Mahkemesi
tarafından lâfzen dar yorumlanması nedeniyle, dava konusu yapıla-
mamaktadır. Dava ehliyeti bulunan milletvekilleri ve gruplar, Anaya-
sa Mahkemesinin bu yerleşik dar yorumu nedeniyle dava açmaktan
kaçınır olmuşlardır. Parlamenter demokrasi içinde çok önemli bir yere
sahip olduğu kabul edilen, bu nedenle “sessiz anayasa” olarak tanım-
lanan Meclis İçtüzüğünün bu kadar net ve açık şekilde ihlalinin dava
konusu yapılamaması, yapılsa bile Anayasa Mahkemesince reddedil-
mesi, yasama etkinliğinin günümüzdeki en önemli sorunlarından biri
olarak öne çıkmıştır.
51
Anayasa Mahkemesi Kararı E.2012/48; K.2012/75