

Neoliberalizmde Devlet ve Kamusal Alan Üzerine Bir Bakış
92
lar katılır, onların yasama ve yargılamaya doğrudan katılma, yönetici
seçme, savaş ve barışa karar verme, anlaşmaları onaylama hakları var-
dır.
1
Bireyler bu şekilde, aile hayatlarının dışında kalan alanda yurttaş
olma vasıfları ile hareket eder ve kamusal işlev kazanmış olurlar. Bu
ise batı tarihinde görülen ilk kamu-özel karşıtlığı anlamına gelir.
2
An-
tik Yunan’ın siyasal ve hukuki yapısıyla Batı’ya örnek oluşturmasının
kaynağı da bu yapısal deneyimdir.
Bunun ardından sitenin sınırlarını aşan, yayılmacı politikaya sa-
hip ve bugünün küreselleşme söylemine ışık tutabilecek bir dönem
yaşanmıştır: Roma İmparatorluğu. İmparatorluk fikri, özellikle stoa
düşüncesinin dünya devletinden söz eden, evrensel aklın takibinde,
eşit ve kardeş insanlar vurgusu ile güçlendirilmiştir. Roma hukuku
da aynı şekilde bireyi önemseyerek gelişmiş, özellikle aile olgusu üze-
rinde durulmuştur.
3
Bu, küreselleşme taraftarlarının tercihi olan post-
modernizmin bireyciliğini de akla getirmektedir.
Polislerin, Makedonya Krallığı tarafından istilası ile toplumsal ve
siyasal yaşamı dönüştürecek ortam hazırlandıktan sonra polisin yurt-
taşı olarak yani kamusal yaşam dolayısıyla varlık kazanan birey, şimdi
tek başına ve en önemli özne durumuna gelmiştir. Artık yurttaş yerine
bireye seslenilecektir. Bu dönüşümde, kurulacak imparatorluğa insan-
ların onayı, Stoa felsefesinin “eşit bireyler ve dünya vatandaşlığı” fikri
ile sağlayacaktır.
4
İmparatorluk ve özgürlük arasında denge kurama-
yan, siyasal alanda daralmaya giden Roma yurttaşının özel yaşamının
önem kazanmaya başlaması; bireyin kendine özen göstermesine an-
cak bunun siyasal alanda dengelenememesi nedeniyle; içe dönük bir
benlik kültürünün ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Yine de Roma’da
birey, kamusal kimliğini kaybetmemiştir. Özellikle ekonomik olarak
üst sınıfa mensup kişilerde siyasal etkinlik, yaşamın önemli bir bölü-
münü oluşturmaya devam etmiştir. Roma’nın modern hukuka yansı-
1
Ayferi Göze, Siyasal Düşünceler ve Yönetimler, Beta Yay., 12. Bası, İstanbul, 2009,
sf.1-7.
2
Ülker Yükselbaba, Habermas’da Kamusal Alan/Özel Alan Ayrımı, Danışman:
Mehmet Tevfik Özcan, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlan-
mamış Doktora Tezi, 2008, (İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kütüphanesi,
T.1132), sf.52.
3
Mehmet Akad, Bihterin Vural Dinçkol, Genel Kamu Hukuku, Der Yay.,8. Bası,
İstanbul, 2013, sf.43-46.
4
Duygu Türk, “Helen Güneşi Batıyor Roma Güneşi Doğuyor”, Batıda Siyasal Dü-
şünceler, Ed. Mehmet Ali Ağaoğulları, 3.baskı, İletişim Yay., İstanbul, 2012, sf.153.