Background Image
Previous Page  99 / 453 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 99 / 453 Next Page
Page Background

Neoliberalizmde Devlet ve Kamusal Alan Üzerine Bir Bakış

98

yöntemlerle şekillendirilmiş, basın ise toplumsal anlaşmayı idare et-

miş ve tüketimi desteklemiştir.

23

Liberal sistem, hukuk devleti ilkesine dayalı, iktidarları seçimle iş

başına gelen yine bu iktidarların denetlenebildiği devlet modelini be-

nimsemiştir; ancak meşruiyet için esas olan bu ilkelerin kabul edilme-

si değil topluma dönük olmasıdır. 1970’li yıllardan bu yana geliştirilen

sosyal devlet aleyhtarı görüşlerle sivil toplum ve birey ön plana çıkarıl-

maya başlanmıştır. Bu, esasen sosyal devletin kendi içinde gelişen bir

dönüşüm olmuştur. Habermas da sosyal refah devletinde demokratik-

leşme ve özgürleşme taleplerinin karşılığını tam manasıyla bulamadı-

ğını söylemektedir. 80 sonrası dönemde ise artık küreselleşen ekonomi

ile ulus devlet yapısı açıkça meşruiyet sorunu yaşamaya başlamıştır.

Geliştirilen tartışmalarda, demokrasinin muhafaza edilebilmesi için

aleniyet, erişilebilir olma ve etkileşimli müzakere süreci belirleyici

unsurlar olarak ortaya konmuştur. Böylece birey, yurttaş olma vasfı ile

siyasal alanda özne haline gelecektir. Bunun mümkün olabilmesi için

ise herkesin katılıp söylem üretebileceği bir kamusal alan olmalıdır.

Devlet yönetimleri açısından değerlendirme yapıldığında ise öncelikle

çoğulcu anlayışın tartılması gerekmektedir, zira mevcut sistemde se-

çilenlerin belli bir kesimin çıkarına göre hareket etmesi, meşruiyet so-

runu yaratan ana nedendir. Demokrasi ve “depolitize edilmiş kamusal

alan” meşruiyet temeli olarak alınsa da katılımın ve çoğulculuğun göz

ardı edilmesi ilkelerin içini zaten boşaltmaktadır.

24

1980 sonrasında sosyal refah devletinden iyice uzaklaşılması ve

sivilleşme-özelleşme sürecinin hızlanması, Sovyetler Birliği’nin da-

ğılmasıyla beraber belirginleşmiştir. Özel birlikler/şahıslar ile devlet

arasındaki denge değişiminin kamusal alan tartışmaları bağlamında

önemi vurgulanmalıdır. Kamusal alan Habermas’ın tanımına göre

sivil toplum içinden çıkan özgül bir alandır

25

ve bu anlamda devlet

ve sivil toplum kuruluşlarının güç dengeleri kamusallık anlayışını ve

kamusal alanı etkilemektedir. Özel ve kamusal yaşam arasındaki den-

genin de bu koşullarda iyiden iyiye sarsıldığı görülmektedir. Başka

bir taraftan da bireylerin şahsi meselelerine yönelerek toplumsal olanı

23

Yükselbaba, a.g.e., sf.67.

24

A.e., sf.158-161.

25

Meral Özbek, “Kamusal Alanın Sınırları,” Kamusal Alan, Ed. Meral Özbek, Hil

Yay., İstanbul, 2010, sf.27.