

TBB Dergisi 2015 (117)
Cansu KOÇ
97
Toplumsal
koşulların esaslı biçimde değişmesiyle beraber devlet
ile toplumsal öğeler arasındaki ilişkiler de farklılaşmıştır. Öncelikle
liberalizmin serbest piyasa anlayışı içinde, kendi kendini idare eden
pazarla ihtiyaçlarını karşılayamayan ekonomik toplulukların, devlet
desteği talep etmeleri, devletçe yapılan yasaların mutabakata değil,
özel çıkarların uzlaşımına dayanarak yapılmasına elverişli bir zemin
hazırlamıştır. Bazı muameleler bu biçimiyle devletle ilişkili ve gene-
li etkileyen karakter kazanıp “kamusal” kılınsa da kamusal alanın
asıl anlamının ortadan kalktığı görülmektedir.
21
Denebilir ki toplum
içindeki bazı iktidar sahibi gruplar, devletle ilişkileri içinde “kamu-
sal güç” haline gelmeye ve kamusal alan ilkesi, yani kamusal akıl ile
mutabakata varma istenci, güçlenen özel çıkarların arkasına itilmeye,
başlamıştır.
Çıkar uzlaşmalarında uygulanacak bölüşüm tarzı veya kotası için
kamusal birlikler yasama ve yürütmeyle mücadele etmeye başlamış-
lardır. Böyle bir durumda sosyal devlet devreye girmek ve çıkar den-
gesinin genel çıkar çerçevesinde kalmasını sağlamak durumundadır.
22
Aksi halde toplum üzerindeki erklerin kendi içlerindeki pazarlıktan
öte gitmeyen bir dağıtım meydana gelir ve toplum çıkarları göz ardı
edilir. Bu halde ise devlet, iyiden iyiye ve dahası açıkça meşruiyetini
kaybeder.
Görülüyor ki devlet iktidarı dışında yer alan fakat onu etkileme
gücüne sahip iktidar odakları kamusal alanda; devlet de bu birlikler
üzerinde söz sahibi halindedir. Gelinen bu nokta, toplumu devletleş-
tiren devleti de toplumlaştıran bir karmaşaya neden olmuştur. Özel
alan ve kamusal alan birbirinin müdahalesine açık hale geldikçe var-
lıklarını da yitirmeye başlamıştır. Bu gelişmeler dikkate alındığında;
kamusal otorite ile bireyler arasında yer alan ve kamusal tartışma ze-
mini yaratarak iktidarın rasyonelleşmesini sağlayan kamusal alan fik-
rinin sosyal refah devletinin bu aşaması içinde gizlendiği söylenebilir.
Sosyal refah devletinde farklı taban ve çıkara sahip olanların, dev-
letle pazarlık halinde olduğu ve kamusal alandan kamunun dışlanmış
olması hali kamuoyu oluşumu da etkilemiştir. Bu süreçte kamuoyu
müzakere ile değil kamusal araştırma, tanıtım, halkla ilişkiler gibi
21
Habermas, “Kamusal Alan”, sf.100-101.
22
Habermas, Kamusallığın Yapısal Dönüşümü, sf.364.