Background Image
Previous Page  112 / 617 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 112 / 617 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2015 (119)

Oğuz POLAT / A. Taner GÜVEN

111

anlamında (expert witness) aktif taraf bilirkişilik uygulamasının yay-

gınlaşması yani taraf bilirkişilerinin sözlü ifade verip çapraz sorguya

alınabilmesi; tarafların adalet duygusunu pekiştireceği gibi bilirkişilik

uygulamalarının niteliğini üst seviyeye taşıyacaktır. Amerikan Huku-

kunda “Court appointed expert” in çapraz sorguya alınabildiği gibi

Türk Hukukunda da mahkemenin tayin ettiği bilirkişi taraflar tarafın-

dan davet edilip sorgulanabilse nitelik sorununun çözümünde önemli

katkı sağlanacağı açıktır.

Bizim önerimiz mahkeme bilirkişiliği uygulamasından vazgeçi-

lerek tamamen taraf bilirkişiliğine yönelmek değildir. Her iki uygula-

manın da kendine özgü sakıncaları diğer hukuk sistemlerinde de fark

edilmiş ve yeni uygulamalar yaratılarak veya eskileri ihya edilerek

sentez yoluna gidilmiştir.

Türkiye’deki mevcut uygulamada maddi ve sosyal imkanları geniş

olan taraf kendi uzman mütaalasını hazırlayarak mahkeme bilirkişisi

görüşünün olası negatif etkilerinden korunabilecekken karşı tarafın

kendi uzman mütalaasını sunamadığı durumlarda adil yargılanma

ilkesi çiğnenmiş olacaktır.

Bu sebeple Türkiye’nin de kendi şartlarına uygun özgün bir sentez

bilirkişilik uygulaması yaratması gerektiğini düşünüyoruz.

Düşüncemize göre mahkeme usul olarak önce taraflardan bilirki-

şilik görüşü ister ve sonrasında bu görüşler ışığında mahkeme bilirki-

şisinden rapor hazırlamasını talep eder ise mahkeme bilirkişiliğinin

dezavantajları olan: sürekli aynı işi yapan kişilerde mesleki körlük

oluşması (raporların otomatiğe bağlanması), mahkeme bilirkişisine çe-

şitli motivasyonlar aracılığı ile ulaşılması durumunda raporun objektif

hazırlanmaması gibi sorunlara karşı bir denetim sağlanmış olacaktır.

Bu düşüncemizin adil yargılanma esası ile çelişmemesi için taraf

bilirkişisinin niteliklerini belirleyen yönetmelik ile ekonomik gücü ye-

rinde olmayan kişiler için tıpkı avukatlık hizmetlerinde olduğu gibi

bilirkişilik adli yardımı sağlanması gerekmektedir.

Sonuç olarak bugünkü pratik uygulama bilirkişi raporunun içerik

yeterliliğinin değil sadece veren kurumun yeterliliğinin sorgulandığı

bir durum yaratmaktadır. Ancak buradaki yeterlilik kriterinin tek fak-