

TBB Dergisi 2015 (119)
Serkan KIZILYEL
117
rastlanmayan bu hukuki yol, Türk hukukunun kendine özgü az sa-
yıdaki usulünden biridir.
4
1925 yılında kabul edilen 669 sayılı Şurayi
Devlet Kanununun ilk halinde bulunmayan bu usul, 1931 yılında ya-
pılan değişiklik ile getirilmiştir.
5
Bu düzenleme ile Danıştay’a verilen
bu görev ve yetki, sonraki tarihlerde kabul edilen tüm kuruluş kanun-
larında varlığını korumuştur.
dır: “Yasada veya örf ve âdet hukukunda uygulanacak kuralın açıkça ve tereddüt-
süz olarak bulunmadığı konularda, yargıcın veya hukukçunun düşüncelerinden
doğan sonuç.” Bkz. (Erişim)
http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TDK.GTS.54d8c605464c82.75240847, 10.2.2014. Benzer
şekilde, yargısal içtihat hukuki uyuşmazlıklar hakkında mahkemeler tarafından
verilen kararlardır. Bkz. Atilla İnan, “Genel Olarak İçtihatları Birleştirme Kuru-
mu ve Sayıştay’da İçtihatları Birleştirme”,
Yargıtay Dergisi
, Ankara 1984, C. 10,
S. 1-2, 1984, s. 56. Yılmaz, “içtihadı birleştirme kararı” ve “içtihat” kavramlarını
kullanmıştır. Bkz. Ejder Yılmaz, Hukuk Sözlüğü, 7. baskı, Yetkin Yayınları, An-
kara, 2002, s. 511. Bununla birlikte, “içtihat” ve “içtihatlar” kelimelerinin birlikte
kullanıldığı sözlükler de bulunmaktadır. Bkz. Hüseyin Özcan, Ansiklopedik Hu-
kuk Sözlüğü, 7. baskı, Alfa Basım, İstanbul, 1993, s. 328. Arapça bir kelime olan iç-
tihat, tek başına tekildir. Kelimenin çoğul hali içtihadattır. Bkz. Ferit Devellioğlu,
Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, Doğuş Matbaası, Ankara, 1970, s. 487. İç-
tihat, uygulanabilir (bozulmamış) olan yüksek yargı organı kararı anlamında kul-
lanılmaktadır. Bu anlam, teoride, uygulamada ve pozitif düzenlemelerde yaygın
olarak kullanılmaktadır. İçtihatları birleştirme usulü, doğası gereği, çoklu sayının
bire indirgemesi olduğundan, bu usulün adında “içtihat” kelimesi yerine, çoğul
eki almış hali olan “içtihatlar” kelimesinin kullanılması yerinde olur. Dolayısıyla
bu çalışmada, 2575 sayılı Kanunda yer alan terminolojiye uygun olarak “içtihat-
lar” kelimesi kullanılacaktır.
4
Arif Bilgin, “Anayasa Düzenimizde Tevhidi İçtihat Müessesesinin Yaşama Şansı”,
İstanbul Barosu Dergisi, İstanbul 1972, C. 27, S. 3, s. 592.
5
Mülga Kanunun 15. maddesi şöyleydi: “Deavi daireleri kararları arasında ihti-
laf vukuunda Şurayi Devlet Reisi içtihadın tevhidi için keyfiyeti deavi daireleri
umumî heyetine tevdi eder. Bundan sonra tekevvün edecek mümasil hadiselerde
bu heyet tarafından verilecek karara ittiba mecburidir.” Metinle ilgili olarak Ad-
liye Encümeni tarafından şu yönde bir değerlendirme yapılmıştı: “Deavi dairele-
rinden verilecek mümasil mesailde bir birlerine mübayin kararlar için içtihadın
tevhidi hususunda bir hüküm konmasını tamamen mucip gören encümenimiz,
ancak bu maksatla bir dairenin karar vermeden evvel keyfiyeti umumî heyete ha-
valesini doğru bulmamış ve çünkü aynı mahiyetteki mesail hakkında diğer daire-
nin ne yolda karar verdiğini mutlak olarak öteki dairenin bilmesinin imkânsızlığı
nazarı itibare alınmakla beraber bundan nasılsa zühul edilerek bir karar verildi-
ğinde kararın netayicine müessir olabilmesi mahzuru da derpiş edilerek dairele-
rin biri birine mütenakiz kararlarının hükmüne halel gelmemek üzere tenakuz
anlaşıldıktan sonra işin umumî heyetçe tetkik ile verilecek karara ondan sonra
tekevvün edecek hadiselerde ittiha edilmesi hukukî noktai nazardan lüzumlu
görülerek madde bu suretle değiştirilmiştir.” Bkz. Adliye Encümeni mazbatası,
13.7.1931, E:1/128, K:16, TBMM Zabıt Ceridesi, Dördüncü Devre, C. 3, Otuz birin-
ci İnikat, 19.7.1931.