

TBB Dergisi 2015 (119)
Korkut KANADOĞLU
27
28/2). Medeni Kanunumuzda ana rahmine düşme anını belirleyen ke-
sin bir ölçü verilmemektedir.
56
Öğretide ana rahmine düşme anının
cinsel ilişkiye girme anı değil, kadının gebe kalma anı olduğu belirtil-
mektedir.
57
Diğer bir ifadeyle embriyonun hücre birleşmesiyle birlikte
yaşam hakkına sahip olduğu, hakim görüş olarak kabul edilmektedir.
In vitro fertilizasyon (vücut dışı döllenmenin vücuda yerleştiril-
mesi/tüpte dölleme) ile ilgili etik ve hukuki sorunlar bakımından ext-
ra korporale embriyonun temel hak süjesi olup olmadığı tartışmalıdır.
Medeni Kanun bu bağlamda doğal döllenmeyi esas almış olsa da emb-
riyo hücrelerinin totipotent sonrasında (döllenmiş yumurta hücresi)
ve embriyonun bireylemesi sonrasında hukuk süjesi ve bununla bir-
likte temel hak sahibi olduğu savunulmaktadır.
58
Diğer bir görüş,
59
embriyonun gelişme potansiyeli olan bir varlık
olduğu gerekçesiyle özel bir hukuki statüye sahip kabul etmekte ve
embriyo için moral anlamda en erken korumayı da bu potansiyele
bağlamaktadır.
Deneysel (vücut dışı) embriyo ile vücut içi embriyonun hukuki
değerlendirilmesi fiilen farklılaşabilmektedir. Buradaki belirleyici öl-
çüt, embriyonun anne vücuduyla fiziksel bağlantısıdır. Kürtaja ilişkin
tüm sorunlarda, kadının hukuki pozisyonu ile embriyonun yaşamının
korunması birlikte tartıma tabi tutulması gerektiğinden, yaşam koru-
ması extra korporale embriyoda daha yüksek değere sahiptir. Zira ce-
ninin yaşam ve kadının vücut bütünlüğü ile kişilik haklarının birlikte
göz önünde bulundurulması gerekmemektedir. Diğer bir anlatımla,
eğer embriyo yalnızca dişi organizmanın bir parçası olarak kabul edil-
seydi, embriyonun dişi vücutla yaşam koşullu bağlılığı, kürtajı kişisel
56
2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanunun 5. maddesinden hareketle hu-
kuki anlamda yaşamın hamileliğin 10. haftasından itibaren başlamış kabul edile-
ceği varsayımı da ileri sürülmektedir, bkz. Tacir H. , “Yaşama Hakkı Kapsamında
Yaşamın Kapsamı”,
http://dosya.marmara.edu.tr/huk/fak%C3%BCltedergisi/nurcentel/hamidetacir.pdf.
57
Ünver Aydın T., Ceninin Hukuki Durumu, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul 2011,
s. 18 ve dipnot 55’de gösterilen kaynaklar.
58
Bkz. K. Oğuzman,./Ö. Seliçi/ S. Oktay Özdemir, Kişiler Hukuku, 12. Baskı, İs-
tanbul 2009, s. 15; R. Serozan, Medeni Hukuk/Kişiler Hukuku, Vedat Kitapcılık,
İstanbul 2011, s. 386.
59
Bu görüş için bkz. A. B. Özbilgen, İnsan Kökenli Biyolojik Maddelere İlişkin Hu-
kuki İşlemler, s. 36. Ayrıca bkz. H. B. Gemalmaz, Avrupa İnsan Hakları Sözleşme-
sinde Mülkiyet Hakkı, Beta Basım Yayım, İstanbul 2009, s. 273 vd.