Background Image
Previous Page  149 / 617 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 149 / 617 Next Page
Page Background

Türk Anayasa Mahkemesi’nin Yürürlüğü Durdurma Kararlarının Hukuki Niteliği

148

nadir durumlarda meydana gelebilir.

40

Buna mukabil telafisi mümkün

olmayan durumlar hukuka uygun da olabilir. Örneğin bir öğrencinin

sınıfta kalmasında telafisi mümkün olmayan durum söz konusudur

ama sınıfta kalmaya sebep olan idari işlemin yargı organınca deneti-

mi yapıldığında hukuka uygun olduğu tespit edilebilir. Böyle bir du-

rumda yürütmeyi durdurma kararının açıkça hukuka aykırı olması

şartı yok iken sonradan giderilmesi mümkün olmayan durum söz ko-

nusudur. Mahkeme denetimi bitinceye kadar da yürütme durdurul-

mazsa, idari işlemin iptali halinde telafisi mümkün olmayan durum

hâsıl olur. Dolayısıyla burada yürütmeyi durdurma şartlarını iyice

incelemek gerekir. Üstelik yürütmeyi durdurma kararları, “İdari işle-

min açıkça hukuka aykırı olması” şartı sebebiyle ihsas-ı reydir. Bu şart

gereği ilgili mahkeme, idari işlemin açıkça hukuka aykırı olduğunu

yürütmeyi durdurma kararı vererek baştan kabul etmiştir.

41

Yürütme-

si durdurulan idari işlemin, yargı organınca denetlenmesi sonucunda

hukuka aykırılığının tespit edilmemesi, bizzat yargı organının kendi

kendisiyle çelişip hukuka aykırı karar vermesi demektir.

Kanımca, bir idari işlemin hukuka aykırılığının tedbir kararıyla

değil de davanın son aşamasında tespit edilmesi gerekmektedir. İdari

işlemin, hukuka aykırılığı yargı organınca tespit edilip iptal edilmesi

halinde, işlem hukuk âleminden silinecektir. İdari işlemin uygulan-

ması halinde telafisi güç veya imkânsız durumlar ortaya çıkmıyorsa

dava normal seyri halinde devam edecektir. O halde idare hukukunda

“İşlemin açıkça hukuka aykırı olması” şartının kaldırılması yerinde

olacaktır. Anayasa Mahkemesi’ne de yürürlüğü durdurma kararı ve-

rilecekse, denetime tabi normun sadece “uygulanması halinde telafisi

güç veya imkânsız zararların doğması” açısından değerlendirme şartı

getirilmesi gerekir.

Anayasa Mahkemesi’nde ise durumun, denetime tabi normlar açı-

sından enine boyuna değerlendirilerek bu yetkinin verilmesinin uy-

gun olacağını düşünüyorum. Üstelik bu yetkinin adının veya bu konu-

daki başlığın “yürürlüğü durdurma” mı, “yürütmeyi durdurma” mı,

“uygulamayı durdurma” mı olacağının tespiti de gereklidir. Çünkü

40

Yukarıda belirttiğim üzere idam cezası 7.5.2004 tarih ve 5170 sayılı Kanunla kaldı-

rıldığından bu görüş, hükmünü yitirmiştir.

41

Mehmet Kayhan, “Yürütmeyi Durdurma (İdari Davalarda)” , Temmuz 2008, 2.

Baskı, s.64