Background Image
Previous Page  304 / 617 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 304 / 617 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2015 (120)

Yusuf Ziya POLATER

303

CMK 164. maddede adli kolluk görevlileri olarak; polis, jandarma,

gümrük muhafaza memurları ve Sahil Güvenlik Komutalığı personeli

sayılmıştır. CMK da sayılmamış ise de 6831 sayılı Orman Kanunu 77.

maddesi “

Orman memurları, bu kanunda tanımlanan suçların işlenmesinin

önlenmesi veya işlenen suçlarla ilgili olarak başlatılan soruşturmadaki görev-

leri kapsamında kolluk görevlisi sıfatını taşırlar”

gereğince orman muhafa-

za memurları da orman suçları kapsamında adli kolluk görevlisidirler.

IV. UYGULAMADA GÖRÜLEN PROBLEMLER

CMK uygulamasıyla soruşturma işlemlerinde köklü sistemsel de-

ğişikliğe gidilmiştir. Bu yeni sistemle soruşturmada esas kontrolün

Cumhuriyet savcısında olması hedeflenmiştir. Kanunda açıkça düzen-

lenmiş olmasına rağmen, uygulamada bazı hükümlerin farklı yorum-

landığı, bu şekilde kurumlar açısından kendi lehlerine uygulamalar

oluşturma gayretleri geçen zaman içinde görülmüştür. Bu hususlar-

dan hala tartışmalı olan; soruşturmanın gizliliğini ihlal yasağına rağ-

men sıralı amirlere bilgi verme ve en üst dereceli adli kolluk amiri

olarak kimin kabul edileceği meseleleri ile adli kolluğun başlıca diğer

sorunlarına aşağıda değineceğiz.

A. SIRALI AMİRLERE BİLGİ VERME

CMK 157. maddede, kanunun başka hüküm koyduğu hâller saklı

kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek koşuluyla soruşturma

evresindeki usul işlemlerin gizli olduğu düzenlenmiştir. Ayrıca TCK

285. maddede soruşturmanın gizliliğini ihlal etmek suç olarak düzen-

lenmiştir. Ancak vali, kaymakam ve kolluk amirlerinin de kanundan

kaynaklı suçu önlemek görevleri vardır. (İİK m. 11-32) Uygulamada,

devam eden soruşturmalarla alakalı mülki amirlere ve (adliyeye gön-

derilen yıllık adli kolluk listelerinde) kendilerini “

en üst dereceli kolluk

amiri

” olarak bildirmeyen emniyet müdürleri ile jandarma komutanla-

rına, yürütülen adli soruşturmayla alakalı bilgi verilip-verilmeyeceği

hususu tartışmalıdır.

Yenisey’e göre; gizliliğin bir yönü şüpheliye karşıdır ki delillerin

karartılmaması için gereklidir. Diğeri ise henüz delil toplama aşama-

sında şüpheliliği kesinleşmeyen kişi yönünden olup buna riayet edil-

memesi durumunda “

lekelenmeme hakkı

”nın ihlali sonucunu doğurabi-