Previous Page  106 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 106 / 473 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2015 (121)

Coşkun ÖZBUDAK

105

aileleri tarafından beşik kertmesi yapılmış kişilerin nişanın hükümleri

açısından eşdeğer tutulmaları kadar hatalıdır.

Bir kere, fiilen birlikte yaşayan çiftlerin, hukuk düzenimizin belir-

lemiş olduğu anlamda “evlenme” hususunda bir iradeleri bulunma-

maktadır. Bu anlamda, evlilik kurumunu düzenleyen hukuk kuralları

ile çatışma halinde olmaları da söz konusu değildir.

İptal edilen kurallar kapsamındakiler ise evlenme iradelerini orta-

ya koyup uygulamaya geçen, bu sırada da Anayasa ile güvence altına

alınmış, kamu düzeninden sayılan bir kuralla çatışan kişilerdir.

8

Anayasa Mahkemesi verdiği bu kararla, Anayasal güvence altına

alınmak suretiyle kamu düzeninden kabul edildiği kuşkusuz olan bir

kuralın ihlalini,

kişilerin özel hayatlarına ilişkin tercih ve dini inanç

gereği saymış, ayrıca bu ihlali, özel hayata saygı gösterilmesi bağla-

mında hukuk düzenince suç olarak nitelendirilip cezalandırılmayan

bir davranışla aynı kefeye koyma hatasına düşmüştür.

Buna karşılık AYM aynı tarihli ve benzer konulu bir başka kararın-

da 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun,

“İffetsiz bir kimse ile evlenen veya

böyle bir kimse ile yaşayanlar”

başıklı 153. maddesinin 1. fıkrasında geçen

“...veya karı koca gibi herhangi bir kimse ile nikâhsız olarak devamlı

surette yaşamakta...”

ifadesini,

“askeri hizmetin niteliğine dikkat çe-

kip, kanun koyucunun bu tür düzenlemeler yapma yetkisi olduğunu

vurgulayarak, (oy çokluğuyla) Anayasa’ya uygun bulmuştur.

9

Oysa bu ibarede söz konusu olan durum da,

kişilerin özel hayat-

larına ilişkin tercihi yansıtmakta ve özel hayata saygı gösterilmesi

bağlamında hukuk düzenince ayrıca suç olarak nitelendirilip ceza-

landırılmamaktadır.

Aradaki fark, Askeri Ceza Kanunu’ndaki, eyle-

min dini inançla bağlantılı olmamasıdır.

Bu hatalar, hâkimin şu ya da bu düşünceye/inanca yakın olma-

sından çok, içinde yorum ve kıyas kurallarını da barındıran evrensel

8

AYM aynı konudaki 24.11.1999 gün ve E: 1999/27, K: 1999/42 sayılı kararında:

“Aralarında resmî nikâh bağı olmaksızın bir arada yaşayanlarla evlenme istek ve

iradesiyle dini nikâh yaptıranlar aynı hukuksal konumda değillerdir.” diyerek, bu

yanlışlığa işaret etmiştir. Gerek 24.11.1999 tarihli karara konu başvuruda, gerekse

inceleme konusu başvuruda her iki itiraz mahkemesi de aynı hatayı yapmış,

maalesef son kararında AYM de bu hataya ortak olmuştur.

9

http://www.radikal.com.tr/turkiye/nikahsiz_yasayan_askerin_tskdan_

ihracina_vize-1369080, (İnd.T.: 02.06.2015)