Previous Page  105 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 105 / 473 Next Page
Page Background

Anayasa Mahkemesi: “Resmi Nikâh Olmaksızın Dini Nikâh Caizdir”

104

vermiş, Türk Hükümetine çeşitli konularda danışmanlıklar yapmış ve

bazı kanunların hazırlanmasında öncülük etmiş olan Alman-Türk hu-

kuk profesörü Hirsch’in son derece önemli olan bir görüşüne burada

atıf yapmak doğru olacaktır.

Hirsch

’e

göre

:

Hukukçunun görevi kanunu uygulayarak, olguyu

kanun gözü ile ölçmektir. Bu bağlamda kanunu yorumlamak demek,

kanunun ruhunu ortaya koymak demektir. Her kanun çeşitli etken-

lerin ürünü olduğundan, kanunun gerçek anlamı ancak bu etkenle-

rin anlaşılmasıyla ortaya çıkabilir. Hukuk kuralında ifadesini bulan

fikrin ortaya çıkarılmasında; kuralın lâfzî anlamı, tarihçesi, hukuk

ve kanun sistemindeki yeri önemlidir. Ayrıca hukuk kuralının kıya-

sen uygulanması, kıyas edilecek hukuk kuralının niteliğine bağlıdır.

Kural genel bir prensibi ifade ediyorsa kıyas mümkündür. Özel bir

olgu için konmuşsa kıyas uygun değildir. Ancak bir normun “genel”

veya “özel” olduğunu bize bildirecek olan, kuralın hukuk sisteminde-

ki yeridir. Her kanun normu kanun koyucunun çarpışan menfaatlere

biçtiği değerin bir ifadesidir. Hâkimin kanuna bağlı olduğu ve ancak

kanun çerçevesinde hüküm vereceği kuralı hâkimin, kanunun lâfzına

bağlı olması demek değildir. Bunun anlamı şudur: Hâkim çarpışan

menfaatlerin toplumsal değeri hakkında kanun koyucudan farklı bir

hüküm veremez. Hukukçu herhangi bir maddeyi uygularken yorum

faaliyetini yukarıdaki kurallar çerçevesinde, bilimsel bir şekilde yap-

malı ve bulduğu yorum normunu mantıkla da kanıtlayabilmelidir

.

7

AYM, iptal kararına varırken,

nikâh olmaksızın fiilen birlikte

yaşayanlarla, dini inançları gereği evlenmenin dinsel törenini yap-

tıranların

durumunu kıyaslamış ve birinciler

cezalandırılmazken,

ikincilerin eyleminin

suç olarak düzenlenmesini,

ölçüsüzlüğün kanıtı

olarak kabul etmiştir.

Oysa aralarında herhangi bir şekilde evlenme akdi olmadan bir-

likte yaşayan çiftlerin, dini törenle evlenmiş olduğunu düşünen kişi-

lerle karşılaştırılabilmesi mümkün değildir.

Bu kıyaslama, TMK’daki

“Nişanlanma, evlenme vaadiyle olur”

kuralı

kapsamında nişanlı bulunanlar ile hiçbir evlenme iradesi olmaksızın

7

E. Hirsch, “Pratık Hukukta İlmî İspat ve Tefsîr”,

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

Dergisi,

Yıl 1943, Cilt 1 Sayı 2, s. 192-199,

http://auhf.ankara.edu.tr/auhfd/auhf-

dergisi/yil-1943-cilt-1-sayi-1-4/ (Ind.T.: 30.04.2011)