Previous Page  101 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 101 / 473 Next Page
Page Background

Anayasa Mahkemesi: “Resmi Nikâh Olmaksızın Dini Nikâh Caizdir”

100

14., 24/son ve 41. maddeleriyle birlikte yorumlanması gerekliliği karşısında,

“din ve vicdan hürriyeti”nin bu inkılâp kanununun önüne geçirilebilmesine

imkân bulunmamaktadır. Türk kadınının çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırıl-

ması, kadının ve ailenin korunması amacına yönelik olan “medeni nikâh” esa-

sını benimsemesi ve ülkenin

laik düzeninin korumayı hedefleyen bu inkılâp kanununun aksine tutum

ve davranışları engellemeye matuf dava konusu kurallar, gerçekte bu Anaya-

sal ilkenin korunmasına yönelik bir ceza yaptırımından ibarettir. Esasen yasa

koyucu dahi bu kurallara ilişkin gerekçede, düzenlemeyle Anayasa’nın 174.

maddesinin (4) numaralı bendinin vurgulanmakta olduğunu ifade etmiştir.

Keza önceki (mülga) Türk Ceza Kanunu’ndaki aynı düzenleme, Anayasa Mah-

kemesince Anayasa’ya aykırı görülmeyerek iptal istemi reddedilmiştir. Anılan

İnkilâp Kanununu dolaylı yoldan zayıflatabilecek bir yorum biçimiyle, düzen-

lemenin vicdan ve din hürriyeti ile bağdaşmadığının öne sürülmesi, yorumda

Anayasa’nın işaret edilen diğer hükümlerinin birlikte ele alınması gerekliliği

karşısında kabul edilemez. Ayrıca işaret edilen Anayasa Mahkemesi kararları

da bunu desteklemediği gibi, bilakis aksini ortaya koymaktadır. Kaldı ki, iptali

istenen kuralın (5) numaralı fıkrasının 2. cümlesinde yer alan, “Ancak, me-

deni nikâh yapıldığında kamu davası ve hükmedilen ceza bütün sonuçlarıyla

ortadan kalkar” hükmü de dikkate alındığında aile hukukunu, özel hayatı, din

ve vicdan hürriyetini ve medeni nikâh esasını koruyan bu kuralın ölçülü olma-

dığı da söylenemez. Dolayısiyle kurallar Anayasa’nın herhangi bir hükmüne

aykırı düşmemekte olup, iptal isteminin reddi gerekir.

* * *

Ulusal Kurtuluş Savaşı ile elde edilen bağımsızlık ve milli hâkimiyet te-

melinde ve devrimle kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin medeni milletler cami-

asına kendini kabul ettirmesinin başlıca dayanaklarından biri de kadın-erkek

eşitliğini esas alan Türk Kanunu Medenisi olmuştur. Medeni Kanun’la çok eş-

liliğe son verilerek resmi nikâh esasının kabul edilmesinden sonra da yeni huku-

ki kurumların ayakta tutulabilmesi için, bazı önlemler öngörülmüştür. Medeni

nikâh yapılmadan dini nikâh yapılmasının bazı yaptırımlara tabi tutulması da

bu kapsamdadır. Konuya salt hukuki ve Anayasal açıdan bakıldığında, Ana-

yasa Mahkemesinin 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun bu iptal davasındaki

kurallarla aynı düzenlemeyi içeren 237. maddesinin dördüncü fıkrasının ip-

tali istemini reddeden, 2.5.2002 tarihli ve 24743 sayılı Resmî Gazete’de ya-

yımlanan, Esas.1999/27, Karar:1999/42 sayılı ve OYBİRLİĞİYLE alınmış

kararındaki gerekçeler, bu iptal istemi yönünden de aynen geçerli olup, iptal