

TBB Dergisi 2015 (121)
Batuhan AKTAŞ
131
pısı dışından yurda sokulması halinde ise aynı fıkranın ikinci cümle-
sinde yer alan ağırlaştırıcı hal meydana gelecek ve verilecek ceza üçte
birinden yarısına kadar artırılacaktır.
2. Fail
Ceza sorumluluğunun bireyselliği çerçevesinde suçtan doğacak
sorumluluğun yalnızca faile ait olduğu görüşü 765 sayılı e.TCK’da ka-
bul edilmiş ve 1982 Anayasası’nda da ceza sorumluluğun şahsi oldu-
ğu düzenlenmiştir. Ancak son zamanlarda özellikle ekonomik suçlar
açısından tüzel kişilerinde cezai sorumlulukları olup olamayacağı tar-
tışılmaya başlamıştır.
53
Bu tartışmalar sonucu eğilimin tüzel kişilerin
sosyal ve ticari sayılabilecek suçlar açısından sorumlu tutulabileceği
yönünde olmuştur.
54
Türk Hukukunda, tüzel kişilerin cezai sorumlulukları TCK’nın 20.
ve 60. maddelerinde düzenlenmiştir. TCK’nın 20. maddesi, tüzel kişiler
hakkında ceza yaptırımının uygulanmayacağını ancak suç dolayısıyla
kanunda öngörülen güvenlik tedbirlerinin saklı olduğunu belirtmiş-
tir. İlgili maddenin gerekçesinde, Türk Ceza Kanunu’nun izlediği suç
ve ceza politikası gereği ancak gerçek kişilerin suç faili olabileceği an-
cak, işlenen suçtan dolayı tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri nite-
liğindeki yaptırımların uygulanabileceği öngörülmüştür.
55
53
Tüzel kişilerin cezai sorumluluklarının bulunduğu görüşünü savunanlar bu hu-
susta tüzel kişiyi oluşturan gerçek kişilerin iradesinin, tüzel kişinin amacı tarafın-
dan yönlendirildiğini bundan dolayı tüzel kişinin adeta bir azmettiren gibi ceza-
dan sorumlu olabileceğini ve bunun sonucunda idari – mali cezalara başvurula-
bileceğini ileri sürmüşlerdir. Karşı görüşte olanlar ise, cezai sorumluluk açısından
kişinin kusurunun, suçla girdiği psikolojik bağın veya durumun özelliklerinin
yalnızca gerçek kişilere ait olduğunu ve cezai sorumluluğun şahsileştirilebilmesi
için failin muhakkak gerçek kişi olması gerektiğini savunmuşlar. Buna ilaveten,
tüzel kişiye verilecek cezanın o tüzel kişiye ortak ama suça iştirak etmemiş diğer
kişiler açısından cezanın şahsi olma ve kimse işlemediği bir suçtan cezalandırı-
lamaz ilkesine aykırı olacağını savunmuştur. Daha fazla bilgi için bkz. Yasin M.
Aslan, “Türk Hukukunda Tüzel Kişilerin Cezai Sorumluluğu”,
Ankara Barosu Der-
gisi
, Yıl: 68, Sayı: 2010/2, s. 239 vd.
http://www.ankarabarosu.org.tr/siteler/ankarabarosu/tekmakale/2010-2/2010-2-aslan.pdf (E.T. :19.03.2015).
54
Kayıhan İçel, “Sermaye Piyasası Kurulunun Tebliğlerine Aykırılık Suçu”, İHFM.,
C. LVI, Sayı:1-4, 1998, s. 112.
http://www.journals.istanbul.edu.tr/iuhfm/artic-le/view/1023003839/1023003409 (E.T. : 19.03.2015).
55
Söz konusu maddenin gerekçesi için bkz. Artuk/Gökcen/Yenidünya, Gerekçeli
Ceza Kanunları, s. 45.