![Show Menu](styles/mobile-menu.png)
![Page Background](./../common/page-substrates/page0262.png)
TBB Dergisi 2015 (121)
Ezgi EDİBOĞLU
261
cm toprakta da pek çok yerde tarım yapılabilmektedir. En iyimser tahminle
40cmlik toprağın doğal oluşumu için 20.000 yıl beklemek gerekmektedir.”
6
Yok olan bir tarım arazisi için tam yargı davası ile kişilerin zararı-
nın tazmini, ekosistemi eski hale getirmeyecektir. Uygulamada en
çok karşımıza çıkan, “ülkenin ekonomik menfaati” adı altında yok
edilen tarım arazileridir. Bu arazilerin 20.000 yıl gibi görünmeyen
çok büyük bir maliyetinin olduğu artık ekonomi politikalarında göz
önüne alınmalıdır.
Ekosistem haklarını korumak için dava açma hakkı ile ilgili en
somut açıklama Çevre Kanunu’nun 3. maddesinin a bendinde yer al-
maktadır;
“Başta idare, meslek odaları, birlikler ve sivil toplum örgütleri ol-
mak üzere herkes, çevrenin korunması ve kirliliğin önlenmesi ile görevli olup
bu konuda alınacak tedbirlere ve belirlenen esaslara uymakla yükümlüdürler.”
Görüldüğü gibi maddeye göre aslında “herkes” çevrenin korunması
ve kirliliğin önlenmesinde rol oynar. Bu madde söz konusu kişilere
dava ehliyeti sağlamakla kalmıyor ayrıca bunu bir yükümlülük olarak
da gösteriyor. Ekosistem haklarının genişliğinin yanında, dava açma-
ya yetkili kişiler de bir o kadar geniş yer almalıdır çünkü yaşadığımız
ekosistemden hepimiz doğrudan ya da dolaylı olarak etkileniyoruz.
Yargılamada, bir insanın ya da tüzel kişinin ekosistemi korumak için
dava açmasında hukuki bir yarar olmadığı kararına sıklıkla rastlarız.
Bir ekosistem kendini koruyamayacağına göre zarar gören bir ekosis-
temi korumak için açılan davalarda menfaat ihlalini kabul etmemek
doğru bir yaklaşım değildir. Son yıllarda Danıştay, çevresel konular-
la ilgili açılan iptal davalarında dava ehliyeti kavramını daha geniş
yorumlamaya başlasa da yeterli ölçekte geniş yorum yapmamaktadır.
Özellikle belirtilmelidir ki; Danıştay bu konuda uzun zamandır mü-
cadele eden kuruluşlar dışında kalan daha küçük ölçekli kuruluşların
yahut amacını somut olaya göre dar yorumladığı meslek örgütlerinin
açtığı davalarda, hukuki yarar bulunmadığına ve dolayısıyla dava aç-
maya ehliyetsiz olduklarına karar vermektedir.
7
Çevresel mücadelede
6
Ömer Aykul, Ekolojik Hukuk, Seçkin Yayınları 2. Bası, Ankara, 2012, s. 53.
7
Bu konudaki örneklerden biri Danıştay 14. Dairesi’nin vermiş olduğu 21.09.2011
tarih, E. 2011/13742, K. 2011/796 sayılı kararıdır. İşbu kararda Danıştay 14.
Dairesi, baroların meşru, kişisel ve güncel yararı bulunmadığını değerlendirerek