Previous Page  290 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 290 / 473 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2015 (121)

A. Savaş DEMİRCAN

289

ca hizmet edeceğini iddia etmek doğru olmaz. Tüm bunların nihai

tüketicinin (Vergi yüküne katlanan) maddi varlığının devamını de-

vam ettirmede etkili olduğu unutulmamalıdır. Bugün ki şartlar atın-

da lüks tüketim olarak kabul edilen bazı mal grupları tekrar gözden

geçirilmeli ve günümüz şatlarına uyarlanmalıdır. Unutulmamalıdır ki

KDV piyasa şartları kullanılarak yansıtılabilmekte dolayısıyla asıl ver-

gilendirilmesi gereken kanuni mükellef adeta göz ardı edilmekte ve

tüm yük, mali güç dikkate alınmaksızın düşük gelir gruplarının üze-

rinde kalmaktadır. Nihai tüketicinin varlığını sürdürmek için ihtiyaç

duyduğu birincil derecede zorunlu yaşam giderleri ile ikincil derecede

ki zorunlu yaşam giderleri arasında KDV bağlamında fark gözetilmeli

birincil dereceli giderler daha düşük bir vergileme rejimi ile destek-

lenmelidir. Özellikle beyaz eşyada ÖTV ve KDV arasında bir uyum

sağlanmalı ÖTV’nin var olduğu konu üzerinde ki KDV oranları bahsi

geçen anayasal vergilendirme ilkeleri uyarınca, düşük mali güce sa-

hip olan kesimler lehine yeniden düzenlenmelidir. Sosyal devlet ilkesi

gözetilerek özellikle kamu yararına yönelik olan yaşlı bakım evi, has-

tane ve tıbbi bakımlar gibi bir takım mal, teslim ve hizmetlerin daha

düşük bir vergileme rejimine tabi tutulması ya da istisna kapsamın da

alınmasının sosyal devlet ilkesinin amaçlarına ne denli hizmet edece-

ği yadsınamaz bir gerçektir.

Bir malın bir yerden başka bir yere nakli sırasında değer kazan-

ması ve fiyatının yükselebileceği bir gerçektir. Ancak bu malın ken-

disinde veya sağlayacağı faydada artış sağlayacağı anlamına gelmez.

Vergi faydayı arttıran üretimden kaynaklanan bir olaydır. O nedenle

bir mal bir yerden başka bir yere nakledilirken faydada artış meydana

gelmediğinden bundan vergi almaya kalkmak ekonominin genel ku-

rallarına aykırıdır. Ancak bu mal bir ticaret malı olup belli bir mikta-

rın üzerinde ise, o zaman vergi alınabilir; çünkü ticaretin esasında kar

ve kazanç getirmesi dolayısıyla gizli bir üretim vardır. Sonuç olarak

KDV kişilerin tüketim haklarına müdahale olduğu fertlerin ekonomik

güçleri ve ihtiyaçları farklı farklı olup bunlardan KDV alırken eşitliği

sağlamak mümkün olmadığı ve bu vergi toplumda artan ekonomik

faydadan kaynaklanmadığı için ekonomik hayatta normal bir vergi-

nin oynayacağı fonksiyonları icra edemez; öyle ise bu verginin normal

değil anormal bir vergi olduğunu söyleyebiliriz.

25

25

Osman Ekicioğlu, “Çağdaş Vergi Anlayışının İslam Hukuku Açısından

Eleştirisi”,s.310

http://www.enfal.de/vergi.pdf