Previous Page  296 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 296 / 473 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2015 (121)

Mehmet Said COŞKUN

295

çektiğinden bu kararlar nihaî kararlardır.

6

Öte yandan Ermenek’e göre

birleştirilen davalar ayrı yargı çevrelerinde olsa dahi birleştirme kararı

bir ara karardır.

7

Fikrimizce ayrı yargı çevrelerinde görülen davaların

birleştirilmesi kararı HMK’nın hükümleri düşünüldüğünde bir nihaî

karardır. Zira HMK m.166/2’de söz konusu kararların kesinleşmesinden

bahsedilmektedir. Hâlbuki ara kararlar verildikleri anda derhal yerine

6

Kuru/Arslan/Yılmaz, s.493; Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s.637.

7

Ermenek, ayrı yargı çevrelerinde görülen davaların birleştirilmesi kararının bir

ara karar olduğu görüşündedir. Bu görüşün gerekçelerinden ilki, birleştirme tale-

bini davalı yaptığı durumda birleştirme kararının kesinleşmesi sonrası davalının

gerekli masrafları yatırmaması durumunda bu karardan dönülmesinin gerekli-

liğidir. İkincisi, birleştirmenin koşulları oluşmaksızın birleştirme kararı verilirse

nihaî karar olduğu kabulünde bu karardan dönülemeyeceğinin getireceği sakın-

calardır. Üçüncüsü ise, birleştirme kararı vermenin hâkimin takdir yetkisinde ol-

masına karşın nihaî karar vermenin hâkimin takdir yetkisine tâbi değil, koşulları

oluştuğunda hâkim için bir zorunluluk olmasıdır. Bkz. Ermenek, s.224-236. Bu gö-

rüşe üç noktada katılmamaktayız. İlk olarak, HMK’da birleştirme talebi masrafla-

rının nasıl ödeneceğine dair açık bir hüküm bulunmamaktadır. Kuru, bir işlemin

giderinin o işlemin yapılmasını isteyen taraftan peşin olarak alınması gerektiğini

ve hâkim tarafından verilen kesin süre içerisinde yatırmadığı takdirde o işlemin

yapılmasını talep etmekten vazgeçmiş sayılacağını ifade etmektedir, Bkz. Kuru/

Arslan/Yılmaz, s.697-700. Dolayısıyla talebe bağlı olan ayrı yargı çevrelerinde

görülen davaların birleştirilmesi kararı verilmeden evvel söz konusu masraf ya

tahsil edilmiş olacaktır ya da talep yapılmamış sayılacağından birleştirme kararı

verilemeyecektir. Bu durumda verilmiş olan karardan dönülmesi gerekliliği orta-

ya çıkmayacaktır. İkinci olarak, ayrı yargı çevrelerinde görülen davalarda ikinci

mahkemenin birleştirme kararıyla birinci mahkemenin bağlı olması bu kararın bir

nihaî karar olmasıyla değil, HMK m.166/2’deki açık hüküm sebebiyledir. Birleş-

tirme kararının ara karar olarak kabul edilmesi, söz konusu bağlayıcılık nedeniyle

ortaya çıkabilecek sakıncaları ortadan kaldırmayacaktır. Üçüncü olarak, bazı ko-

şullar gerçekleştiğinde hâkimin nihaî karar verme zorunluluğu olmasına karşın,

bazı istisnaları olmakla birlikte birçok durumda koşulları oluşsa dahi hâkim ara

karar vermek zorunda değildir. Ancak hâkimin burada ara karar verip vermeye-

ceğine ilişkin takdir yetkisi söz konusu durumu bir ara karar ile mi yoksa nihaî

karar ile birlikte mi karara bağlayacağı noktasındaki seçme hakkından ibaret-

tir, Bkz. Timuçin Muşul, Medenî Usul Hukukunda Ara Kararları, Dicle ÜHFD

1988/4, s.229-230.

http://www.dicle.edu.tr/Contents/544d56a0-4737-423f-b8da-

845323e085f3.pdf (erişim: 30.09.2015). HMK’da hâkime verilen takdir yetkisi ise

aşağıda da belirtileceği üzere tüm koşulları sağlanmış olsa dahi birleştirmenin

usul ekonomisini sağlayıp sağlayamayacağını tespit etmek noktasındadır. Bu-

nun dışında HMK m.166’daki “…birleştirilebilir” ifadesinden hâkimin bu kararı

uyuşmazlığın esasına ilişkin nihaî kararla birlikte verebileceği sonucuna ulaşıla-

maz. Dolayısıyla birleştirme talebi yapıldıktan sonra gerekli giderler yatırılmışsa

hâkim, kabul ya da ret şeklinde bir karar vermek zorundadır. Hâkimin birleştirme

talebini bir karara bağlamak zorunda olması ise birleştirme kararının ara karar

kabul edilme zorunluluğunu ortadan kaldırmaktadır. Sonuç olarak, tüm bu ne-

denlerle ayrı yargı çevrelerinde görülmekte olan davaların birleştirilmesi kararı

bir nihaî karardır.