

Komisyon ve Genel Kurul Tutanaklarına Yansıyan Meclis İradesi Işığında ...
376
bu noktada kanunların yorumunda meclis iradesinin bağlayıcılığı bo-
yutu tartışılabilir. Çalışmamızda, 22. maddenin yeni olması itibariyle,
amaçsal-objektif yorum tarzının yapılmasını gerektirecek bir sosyal
değişimin çalışma ilişkileri alanında yaşanmadığı, ekonomik ve sos-
yal mülahazalarla tarihi yorum yerine amaçsal yorum tarzı uygula-
narak kanun koyucunun açık iradesinin aksine işçinin aleyhine sonuç
doğuracak bir çözüm tarzının benimsenmesinin her şeyden önce İş
Hukuku’nun olmazsa olmazını oluşturan “işçi lehine yorum” ilkesi-
ne aykırılık oluşturduğu bu itibarla da, ikinci fıkra hükmünün yasa-
laşma sürecinde kaldırılmasının yorumunda tarihi-amaçsal yorum
ayrımından önce uygulanması gereken yorum tarzının “işçi lehine”
yorum olduğu değerlendirilmiştir. Bu açıdan kanun koyucu taslakta
yer alan hükmü sonradan kanun metnine taşımayarak iradesini, de-
ğişiklik kaydının geçersiz olacağı yönünde kurduğundan sözleşmede
önceden düzenlenen değişiklik kayıtları her halükarda geçersiz sayıl-
malıdır. Dolayısıyla sözleşme kayıtları olsa da çalışma koşullarındaki
esaslı değişiklik her halükârda 22. madde prosedürüne tabi tutulmalı;
işe girebilmek için serbest olmayan iradesi ile değişiklik kaydını kabul
eden işçi ile sözleşme düzenlenmeyen ya da saklı kayıt içermeyen iş
sözleşmesi imzalayan işçi arasında fark yaratılmamalıdır.
Son olarak belirtelim ki, İş Kanunu’nun 22. maddesi, işçi lehine
yorum ilkesinin yasal düzenlemeye bir tür yansıma biçimidir. Başka
bir anlatımla işçi lehine yorum ilkesi, İş Kanunu’nun 22. maddesinin
hamurunda bulunmaktadır. İşçiyi korumak amacıyla ihdas edilen bir
hükmün, “çalışma hayatının gerekleri” gibi ekonomik ya da sosyal
mülahazalarla işçi aleyhine sonuç doğuracak şekilde yorumlanması
mümkün değildir. Belirtelim ki, ekonomik ya da sosyal çözümler, ka-
nun koyucunun tercihlerini belirlerken dikkate alınırlarsa da yargısal
çözümde esas olan normatif çözümdür. Bu anlamda İş K. 22. maddesi
normatif çözüm metodunu göstermiştir. Borçlar Hukuku’nun temel il-
kelerinden sayılan “sözleşme özgürlüğü” ilkesi de değişiklik kaydı açı-
sından normatif çözümden uzaklaşılmasını gerektirmez. İş Hukuku’na
özgü ilke ve kurallar doğrultusunda birçok kanun hükmünün, sözleş-
me özgürlüğünü işçi lehine sınırlandırmasında olduğu gibi 22. madde
de emredici niteliğiyle sözleşme özgürlüğünü İş Hukuku’nun sosyal
karakterine uygun olarak işçi lehine daraltan bir sistem kurmuştur. İş
sözleşmesindeki saklı kayıtların bu sistemin dışında değerlendirilerek
işçinin korumasız bırakılması 4857 sayılı İş Kanunu’nun öngördüğü
bir çözüm yolu olmayacaktır.