Previous Page  376 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 376 / 473 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2015 (121)

M. İhsan SEÇKİN

375

Sonuç

4857 sayılı iş Kanunu’nun İş Hukuku mevzuatına kazandırdığı 22.

madde, işveren tarafından çalışma koşullarında esaslı değişikliğe gidil-

mesi halinde uygulanması gereken prosedürü kayıt altına almaktadır.

Bu hüküm gereğince çalışma koşullarında esaslı değişiklik yapılabil-

mesi için işçinin yazılı rızasının alınması zorunludur ve bu zorunlu-

luk, değişikliğin geçerliliğinin olmazsa olmaz koşuludur. Bu anlamda

22. madde, mutlak ve emredici niteliğinin bir sonucu olarak işverenin

tek taraflı değişiklik yapabilme olanağını sınırlama fonksiyonuna sa-

hiptir. Ancak 1475 sayılı İş Kanunu’nda, işverenin çalışma koşullarını

baştan değiştirebileceğine yönelik iş sözleşmelerinde bir kayıt var ise,

bu kaydın işçinin rızasının sonradan alınmasına gerek olmadan geçer-

li olduğu öngörülmüştü. 4857 sayılı Kanun’da ise 1475 sayılı Kanun’un

aksine saklı kayıtlar konusunda herhangi bir düzenlemeye yer veril-

memiştir. Zira 22. maddenin İş Kanunu Tasarının ilk şeklinde mevcut

olan ve değişiklik kaydına geçerlik tanıyan fıkrası, Komisyon’a verilen

bir önergeyle kaldırılmıştır. Kanun hükmünün yasalaşma safhasında

gidilen bu değişiklik İş Hukuku öğretisinde saklı kayıtlarının geçer-

liliği konusunda farklı yorumların yapılmasına yol açmıştır. Hâkim

görüş, tasarıda yer alan bir hükme kanunda yer verilmemesinin doğ-

rudan kanun koyucunun iradesinin aksi yönde olduğunu göstermeye-

ceği yönünde teşekkül etmiştir. Çalışmamızda ise, önerge gerekçesi ve

Meclis Genel Kurulu görüşme tutanakları esas alınarak, bu değişikli-

ğin kanun koyucunun iradi bir tercihi olarak saklı kayıtları yasaklama

amacıyla yapıldığı sonucuna ulaşılmıştır. Zira ikinci fıkranın kaldırıl-

masına yönelik olarak verilen önergenin gerekçe metninde, ikinci fık-

ranın yürürlüğe girmesi halinde işverenlerin, sözleşmelerde lehlerine

değişiklik yapılması kaydını hep saklı tutacaklarından birinci fıkranın

hiçbir anlam ve değerinin kalmayacağı düşüncesiyle ilgili fıkranın Ta-

sarıdan çıkarılması gerektiği belirtilmiştir. Bu doğrultuda Komisyon’a

sunulan önerge kabul edilmiş ve Tasarı, Genel Kurul’da bu haliyle ya-

salaşmıştır. Meclis Genel Kurulu görüşme tutanaklarında da “işçiye

sağlanan hakların geri alınmasını öngören hüküm” olarak nitelendi-

rilen ikinci fıkranın, işveren istismarını önlemek amacıyla Tasarıdan

kaldırıldığı ifade olunmuştur. Görüldüğü üzere önerge gerekçesi ve

Meclis kayıtlarına göre kanun koyucunun iradesi her türlü tartışmayı

giderecek ölçüde kat’idir ve açıktır. Bu kat’iyet ve açıklık karşısında,

ikinci fıkra hükmünün kaldırılmasının kanun koyucunun saklı ka-

yıtları yasakladığı anlamına gelmediği iddiası ileri sürülemez. Ancak