

TBB Dergisi 2016 (122)
Hasan YESİLYURT
241
denetleyici kurumlar ile özel bütçeli idarelerin gelirleri oldukça sınır-
lı düzeyde seyretmiştir. Bu durumun vergi toplama yetkisinin genel
bütçeli kuruluşlara verilmiş olmasından kaynaklandığını söylemek
mümkündür. 2014 yılında elde edilen genel bütçe gelirlerinin de yak-
laşık yüzde 83’ü vergi gelirlerinden, yüzde 13’ü ise diğer gelirlerden
(taşınır, taşınmaz satışı, fonlar, paylar, faizler vs.) oluşmuştur. Yukarı-
da da ifade edildiği üzere toplanan vergi gelirlerinin de yüzde 67’si-
nin dolaysız vergilerden oluştuğu düşünülürse ülkemizde bütçenin
önemli oranda nihai mal ve hizmet tüketicilerinin üzerinden finanse
edildiği ortaya çıkmaktadır. Her iki tabloyu (tablo 1 ve tablo 2) göz
önüne aldığımızda kaba bir ifadeyle, her iki liralık bütçe gelirinin 1
lirasının özel tüketim vergisi veya katma değer vergisinden oluştuğu,
her dört liralık gelirin de bir lirasının özel tüketim vergisinden geldiği
anlaşılmaktadır. Tablolar gösteriyor ki ülkemizde bütçenin finansma-
nının önemli bir kısmı, ödediği vergiyi yansıtma imkânı bulunmayan
halk tarafından gerçekleştirilmektedir.
Dolaylı vergilere yüklenmenin vergiye direnci düşürme ve top-
lanma kolaylığı gibi üstünlükleri var. Kişi harcamayı yaptığında fiya-
tın içinde bulunan KDV ve ÖTV gibi vergileri satıcıya ödüyor. Satıcı,
devlet adına topladığı bu vergileri belirli tarihlerde vergi idaresine ya-
tırıyor. Böylece Devlet bir taşla iki kuş vurmuş oluyor: Vergiyi, satılan
malın fiyatının içine gizleyerek vergiye direnci engelliyor. Malın sa-
tıcısını vergi tahsildarı olarak ücret ödemeksizin istihdam ediyor. Bu
işten vergiyi devlet adına toplayan satıcı da kazançlı çıkıyor. Çünkü
satıcı, bu hizmetine karşılık ücret almamış olsa da satışlardan topla-
dığı vergiyi devlete yatıracağı tarihe kadar nezdinde tutarak bir çeşit
işletme sermayesi olarak kullanma imkânı elde ediyor.
Bütün bu üstünlüklerine karşın dolaylı vergiler gelirin kazanıl-
ması üzerine değil de harcanması üzerine dayandığı için çok kazananı
değil çok harcayanı vergilendirmek gibi bir adaletsizliğe yol açıyor.
Gelir yükseldikçe harcama azalıp, tasarruf arttığı için düşük gelirli-
nin harcamasının, gelirine oranı yüksek gelirliye göre daha fazla çıkı-
yor. Bu da onun nispi olarak daha fazla dolaylı vergi ödemesine neden
oluyor. Özetle dolaylı vergiler nispi olarak düşük gelirliden daha çok
vergi alınmasına yol açtığı için adaletsiz bir sonuç yaratıyor.
8
Üst gelir
8
Mahfi Eğilmez, “Türk Vergi Sistemi ve Gelir Dağılımının Bozukluğu”, http://www.