Previous Page  400 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 400 / 473 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (122)

Ayhan DOLUNAY

399

Konumuz itibarıyla, bu noktada, çok vatandaşlığa ilişkin olarak,

Türk Hukukunda ve Kıbrıs Türk Hukukunda yer alan genel yaklaşım

ele alınacak, ardından ise, iki ülkenin vatandaşlık kanunları kapsa-

mında, çok vatandaşlık hallerine değinilecektir.

1. Genel Yaklaşım

Türk Hukukunda, yürürlükte olan 5901 sayılı TVK, çok vatandaş-

lığa ilişkin olarak, özel bir hükme yer vermektedir.

“Çok Vatandaşlık”

başlıklı md. 44 şu şekildedir:

“Herhangi bir nedenle yabancı bir devlet vatandaşlığını kazanan kişilerin,

bu durumlarına ilişkin belgeleri ibraz etmeleri ve yapılacak inceleme sonucun-

da kayden aynı kişiler olduklarının tespiti halinde, nüfus aile kütüklerindeki

kayıtlarına çok vatandaşlığa sahip olduklarına dair açıklama yapılır.”

Düzenlemede açıkça ifade edildiği üzere, Türk Hukukunda, çok

vatandaşlığa ilişkin yaklaşım olumludur.

66

Diğer bir ifadeyle, mevcut

düzenleme dikkate alındığında, artık

eskisi kadar

geçerli olmayan “her-

kesin

yalnız

bir vatandaşlığı olmalıdır” ilkesinin, Türk Hukukunda,

artık benimsenmediği görülmektedir.

Diğer yandan, 5718 sayılı MÖHUK,

“Vatandaşlığın esasına göre yetki-

li hukuk”

başlıklı md. 4/b uyarınca, yetkili hukukun vatandaşlık esası-

na göre tayin edildiği hallerde, kişinin birden çok vatandaşlığı olması

ve bu vatandaşlıklardan birinin Türk vatandaşlığı olması durumunda,

Türk Hukukunun uygulanacağı düzenleme altına alınmaktadır. Bu

düzenleme, çok vatandaşlığın, sadece 5901 sayılı TVK ile değil, Türk

Hukukunda yer alan diğer düzenlemeler tarafından da benimsendiği-

ni göstermekte, diğer bir ifadeyle, çok vatandaşlığın, Türk Hukukunda

benimsendiği anlayışını desteklemektedir.

Kıbrıs Türk Hukukunda ise, yürürlükte olan 25/1993 sayılı

KYY’nda, çok vatandaşlığa ilişkin özel bir hüküm bulunmamak ile

birlikte, kanunun tüm maddeleri göz önünde tutularak inceleme ya-

pıldığında, kanunun, çok vatandaşlığı önleyici herhangi bir hükme yer

vermediği görülmektedir.

66

5901 sayılı TVK md. 11/2, bu yaklaşıma istisna oluşturmaktadır. Bu düzenlemeye

ilişkin açıklamalara, ileride yer verilecektir.