Previous Page  442 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 442 / 473 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (122)

441

5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU’NUN “CİNSEL

DOKUNULMAZLIĞA KARŞI SUÇLAR” ve “AİLE

DÜZENİNE KARŞI SUÇLAR” BÖLÜMLERİ HAKKINDA

KANUN TASLAĞI

GENEL GEREKÇE

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Cinsel Dokunulmazlığa Kar-

şı Suçlar” kısmı somut olaylar karşısında yetersiz kalmaktadır. Hazi-

ran 2014’te yapılan 6545 sayılı Kanun da bu konuda etkin bir çözüm

sağlayamamıştır. Son yıllarda, sivil toplum örgütlerinin ve kadın ku-

ruluşlarının mücadeleleri sonucuyla cinsel suçlar daha görünür hale

gelmiştir.

Cinsel suçların oluş biçimi, fail ve mağdurun özellikleri, toplum-

sal kültürel yapı, devletin cinsel suç politikası gibi etkenler cinsel suç-

ların yargılama aşamasını zorlaştırmaktadır. Mağdurun yargılama

esnasında yeniden mağdur edilmesi cinsel suçlarda korunan hukuki

menfaatle bağdaşmamaktadır.

Anayasa’nın 5. maddesi devlete “kişilerin ve toplumun refah, hu-

zur ve mutluluğunu sağlama, kişinin temel hak ve hürriyetlerini ko-

ruma ve bunun önündeki sosyal engelleri kaldırma” ödevlerini yükle-

mektedir. Cinsel suçların Türk Ceza Kanunu’nda kapsayıcı bir şekilde

yer alması da bu ödevin bir sonucudur.

İlk olarak; bu suçların “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar”

başlığı altında düzenlenmiş olması kanaatimizce doğru değildir. Bu

düzenleme, korunan hukuki menfaatin; insanın fiziki varlığı, bede-

ni olduğu algılamasına sebebiyet vermektedir. Cinsel dokunulmazlık,

cinsel özgürlüğün negatif yönüne karşılık gelmektedir yani bireylere

“yapmama ödevi” yüklemektedir. Oysa “Cinsel özgürlük” hukukun

izin verdiği sınırlar içerisinde, bireyin cinselliğe ilişkin seçimlerini

serbestçe yapabilme özgürlüğüdür. Çocuklarda cinsel özgürlük kavra-

mı ise iki açıdan incelenmelidir. On beş yaşını tamamlamamış veya ta-

mamlamış olmakla birlikte fiilin anlam ve sonuçlarını kavrama yete-

neği gelişmemiş olan çocukların cinsel özgürlükleri üzerinde tasarruf

hakları yokken, diğer çocukların cinsel özgürlükleri üzerinde tasar-

ruf haklarının varlığını kabul etmek gerekir. Bununla birlikte cinsel

suçlarda ihlal edilen hukuki menfaatin, çocukların doğru ve düzgün

cinsel gelişimi olduğu dikkate alındığında çocukların cinsel gelişimini

dış müdahalelere maruz kalmaksızın tamamlaması da cinsel doku-