Previous Page  445 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 445 / 473 Next Page
Page Background

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Cinsel İstismarı Kliniği Öğrencileri Tarafından Hazırlanan

444

Kanunilik ilkesi gereğince bir suçta kimin fail kimin mağdur ol-

duğunun açıkça tespiti zorunludur. Aksi halde ceza normu kendinden

beklenen amacı gerçekleştiremeyecektir. Fail ve mağdurun kanunilik

ilkesi çerçevesinde tespit edilemediği bu suçta, düzeltici yorumlarla

sonuca ulaşılması ceza hukuku tekniği ile bağdaşmayacağından suçun

düzenlenmemesi gerektiği hususunda bu noktada da görüş birliğine

varılmıştır.

Kişinin üzerinde tasarruf edebileceği bir özgürlüğüne ilişkin rızası

varsa bu rıza üzerine gerçekleştirilen fiiller ceza hukukumuza göre suç

oluşturmaz. Bu nedenle reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda fiile başta

rıza gösteren kişiye, şikâyet hakkı tanınarak fiilin suç teşkil etmesi, ne

cinsel özgürlüğe karşı suçlar başlığı ile ne de ceza hukuku kuralları ile

bağdaşır. Bu çelişki suçun düzenlenmemesini zaruri kılmaktadır.

104. maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarında ise suçun; mağdur ile

arasında evlenme yasağı bulunan kişi, evlat edineceği çocuğun evlat

edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçeve-

sinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafın-

dan işlenmesi halinde re’sen kovuşturulacağı düzenlenmişti. Bu dü-

zenlemede sayılan kişilere çocuğun rıza göstermesi diğer kişilerden

farklı olarak daha kolaydır zira bu kişilerin çocuk üzerindeki hüküm

ve nüfuzu bulunmaktadır. Alman ve İtalyan Ceza Kanunlarında ço-

cukların cinsel istismarı suçu kapsamında bu nitelikli hallerin rıza

verme yaşını yükselten nedenler arasında bulunduğu göz önüne alı-

nırsa ilgili düzenlemelerin reşit olmayanla cinsel ilişki suçu başlığı al-

tında ve sadece cinsel ilişki ile sınırlı olarak değil çocuğun cinsel istis-

marı suçu kapsamında düzenlenmesi daha yerinde olurdu. Ayrıca bu

fıkralar yukarıda açıkladığımız suçun bizatihi varlığından kaynakla-

nan sorunları da ortadan kaldırmamaktadır. Bu nedenle böyle bir su-

çun ve bu fıkraların kanunda yer almaması gerektiği düşünülmüştür.

Ensest,

en geniş tanımla bir toplumun yerleşmiş törelerine göre

evlenmeleri yasak olan hısımların, aralarında cinsel ilişki kurması; bir

aile ünitesi içinde karı koca dışındaki bireylerin ya da yakın kan akra-

balığı olanların arasındaki bilinçli cinsel uyarılmayı içeren yakın fizik-

sel ilişkidir.

Ensest düzenlemesi açısından öncelikle rızaya dayalı ve rızaya

dayanmayan olarak ayrım yapılmalıdır. Ceza hukukunun ele aldığı

ensest, aralarında evlenme yasağı bulunan yetişkinler arasında yaşa-