Previous Page  206 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 206 / 497 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (123)

Güray ERDÖNMEZ

205

açılmış ve davaya bakan mahkeme bilirkişi incelemesi yapılmasına ve

tanık dinlenmesine karar vermişse, o senedin herhangi bir işleme esas

alınamayacağı ve sahteliği iddia edilen senede dayanarak başlatılan

icra takibinin ihtiyati tedbir kararı verilmesine gerek kalmaksızın ken-

diliğinden duracağı tereddütsüz biçimde kabul ediliyordu. Bu düzen-

lemenin yerini alan HMK.m.209 hükmünü sadece hukuk davalarıyla

ilgilendirmek ve sahtelik iddiasının icra takibine etkisini de İcra ve

İflâs Kanunu hükümlerine göre değerlendirmek isabetli olmayacaktır.

Zira kanun koyucunun HMK.m.209 hükmüyle birlikte getirdiği temel

değişiklik, sahtelik iddiasının hukuk davaları ve icra takipleri bakı-

mından doğurduğu etkiyi zaman itibariyle geriye çekmekten ibarettir.

1086 sayılı HUMK döneminde bu etki sahtelik davasında bilirkişi in-

celemesi yapılmasına ve tanık dinlenmesine karar verildiği anda or-

taya çıkarken, HMK.m.209 hükmünde aynı etkinin sahtelik iddiasın-

da bulunulduğu anda doğacağı benimsenmiştir. Yargıtay 12. Hukuk

Dairesi takibin ancak sahtelik davasına bakan mahkemenin vereceği

ihtiyati tedbir kararıyla duracağını belirtmekte ve böylece, sahtelik

iddiasına dayanan davayı İİK.m.72 anlamında bir menfi tespit dava-

sı olarak kabul etmektedir. Halbuki İİK.m.72 hükmünde sadece ibra,

takas, feragat, alacaklı borçlu birleşmesi gibi sebeplerle borcun olma-

dığının tespiti için açılan menfi tespit davası düzenlenmektedir. Sahte-

lik iddiasına dayanan menfi tespit davası ise, HMK.m.209 hükmünde

düzenlenmiştir. Sahtelik davasının İİK.m.72 hükmü kapsamında de-

ğerlendirilmemesinin temel nedeni borcun olmadığına ilişkin diğer

sebeplerden farklı olarak kamu hukuku boyutunun olmasıdır. O yüz-

den, münhasıran sahtelik iddiasına dayanarak menfi tespit dava açıl-

dığı takdirde, bu davanın açılma koşulları ile doğurduğu hüküm ve

sonuçlar HMK.m.209 hükmüne göre belirlenmelidir. İİK.m.72 hükmü

menfi tespit davasını düzenlediği halde, sahtelik iddialarıyla sınırlı

olarak HMK.m.209 hükmüne de yer verilmesi ancak bu şekilde izah

edilebilir. Bu ayırımın doğurduğu en önemli sonuç ise, hukuk mahke-

mesinde açılan sahtelik davasının o senede dayanarak başlatılan icra

takiplerini de durdurmasıdır. Bir diğer deyimle, Yargıtay 12. Hukuk

Dairesi’nin içtihatlarının aksine, icra takibinindurması için sahtelik da-

vasını gören mahkemeden ihtiyati tedbir kararı alınmasına gerek yok-

tur. Çünkü sahtelik iddiasıyla genel mahkemede açılan dava İİK.m.72

anlamında bir menfi tespit davası değildir. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi