

TBB Dergisi 2016 (123)
Güray ERDÖNMEZ
201
sındaki vakıa tespitleri hukuk mahkemesini bağlayıcı değilse de, ka-
naatimizce ceza mahkemesinin senet üzerinde sahtecilik yapıldığına
dair tespitinin hukuk mahkemesince dikkate alınması gerekir. Aksi
düşüncenin kabulü halinde, hukuk mahkemesinin ceza davasının so-
nuçlanmasını beklemesinin hiçbir anlamı kalmayacak ve usûl ekono-
misine aykırı davranılmış olacaktır. Öte yandan, hükmün açıklanma-
sının geri bırakılması kararının hukuk mahkemesi için hiçbir değer
ifade etmediğinin kabulü adalet duygusunu da sarsacaktır. Ceza mah-
kemesi senedin sahte olduğunu tespit ettiği halde bu tespite hiçbir de-
ğer verilmemesi, alacaklının o senede dayanarak icra takibine devam
etmesine veya derdest davada usûl işlemleri yapmasına izin verilmesi
sonucunu doğuracak ve bu durum toplum nezdinde adalete olan gü-
veni zedeleyecektir. Kaldı ki, sanık hükmün açıklanmasını isteme ve
bu kararı temyiz etme imkânına sahiptir. Sanık hükmün açıklanması-
nın geri bırakılmasına razı olmayarak aklanma hakkını kullanmadığı
ve ceza davasında da suçun işlendiği tespit edildiği halde, ceza mah-
kemesindeki vakıa tespitinin hukuk mahkemesince dikkate alınmak
zorunda olmadığının kabulü isabetli değildir. Dolayısıyla, ceza mah-
kemesine ait dosya hukuk mahkemesine delil olarak sunulduğu tak-
dirde, hukuk mahkemesinin ortada bir hüküm olmadığı gerekçesiyle
ceza davasında yapılan tespiti ve sunulan delilleri incelemekten kaçı-
namaması gerekir. Hukuk mahkemesi hâkimi ceza davasında tespit
edilen vakıayı dikkate almalı ve serbestçe değerlendirmelidir. Hukuk
mahkemesi yaptığı bu değerlendirme sonunda ceza mahkemesinden
farklı sonuca ulaşabileceği gibi, aynı yönde de karar verebilir. Önemli
olan hukuk mahkemesinin ceza davasında yapılan tespitleri hükmü-
nü verirken dikkate alması ve değerlendirmesidir. Bunun yanında,
ceza mahkemesinin kararının dayanağını teşkil eden bilirkişi raporu
senedin sahte olduğunu hiçbir tereddüde mahal vermeyecek şekilde
ortaya koyuyorsa, hukuk mahkemesi bu rapora istinaden hükmünü
tesis edebilmelidir. Örneğin ceza mahkemesindeki yargılama sırasın-
da Adli Tıp Kurumu’ndan bilirkişi raporu alınmış, sanığa bu rapora
karine olmadığı; ayrıca, CMK.m.231/5 hükmünde hükmün açıklanmasının geri
bırakılması kararının sanık hakkında hukuki sonuç doğurmayacağı açıkça ifade
edildiği için bu karara delil olarak dayanılamayacağı; bununla birlikte, ceza mah-
kemesindeki vakıa tespitinin hukuk mahkemesince dikkate alınması gerektiği ve
ceza mahkemesine tevdi edilen delillerden hukuk mahkemesinde de yararlanıla-
bileceği kanaatindeyiz.