Previous Page  202 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 202 / 497 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (123)

Güray ERDÖNMEZ

201

sındaki vakıa tespitleri hukuk mahkemesini bağlayıcı değilse de, ka-

naatimizce ceza mahkemesinin senet üzerinde sahtecilik yapıldığına

dair tespitinin hukuk mahkemesince dikkate alınması gerekir. Aksi

düşüncenin kabulü halinde, hukuk mahkemesinin ceza davasının so-

nuçlanmasını beklemesinin hiçbir anlamı kalmayacak ve usûl ekono-

misine aykırı davranılmış olacaktır. Öte yandan, hükmün açıklanma-

sının geri bırakılması kararının hukuk mahkemesi için hiçbir değer

ifade etmediğinin kabulü adalet duygusunu da sarsacaktır. Ceza mah-

kemesi senedin sahte olduğunu tespit ettiği halde bu tespite hiçbir de-

ğer verilmemesi, alacaklının o senede dayanarak icra takibine devam

etmesine veya derdest davada usûl işlemleri yapmasına izin verilmesi

sonucunu doğuracak ve bu durum toplum nezdinde adalete olan gü-

veni zedeleyecektir. Kaldı ki, sanık hükmün açıklanmasını isteme ve

bu kararı temyiz etme imkânına sahiptir. Sanık hükmün açıklanması-

nın geri bırakılmasına razı olmayarak aklanma hakkını kullanmadığı

ve ceza davasında da suçun işlendiği tespit edildiği halde, ceza mah-

kemesindeki vakıa tespitinin hukuk mahkemesince dikkate alınmak

zorunda olmadığının kabulü isabetli değildir. Dolayısıyla, ceza mah-

kemesine ait dosya hukuk mahkemesine delil olarak sunulduğu tak-

dirde, hukuk mahkemesinin ortada bir hüküm olmadığı gerekçesiyle

ceza davasında yapılan tespiti ve sunulan delilleri incelemekten kaçı-

namaması gerekir. Hukuk mahkemesi hâkimi ceza davasında tespit

edilen vakıayı dikkate almalı ve serbestçe değerlendirmelidir. Hukuk

mahkemesi yaptığı bu değerlendirme sonunda ceza mahkemesinden

farklı sonuca ulaşabileceği gibi, aynı yönde de karar verebilir. Önemli

olan hukuk mahkemesinin ceza davasında yapılan tespitleri hükmü-

nü verirken dikkate alması ve değerlendirmesidir. Bunun yanında,

ceza mahkemesinin kararının dayanağını teşkil eden bilirkişi raporu

senedin sahte olduğunu hiçbir tereddüde mahal vermeyecek şekilde

ortaya koyuyorsa, hukuk mahkemesi bu rapora istinaden hükmünü

tesis edebilmelidir. Örneğin ceza mahkemesindeki yargılama sırasın-

da Adli Tıp Kurumu’ndan bilirkişi raporu alınmış, sanığa bu rapora

karine olmadığı; ayrıca, CMK.m.231/5 hükmünde hükmün açıklanmasının geri

bırakılması kararının sanık hakkında hukuki sonuç doğurmayacağı açıkça ifade

edildiği için bu karara delil olarak dayanılamayacağı; bununla birlikte, ceza mah-

kemesindeki vakıa tespitinin hukuk mahkemesince dikkate alınması gerektiği ve

ceza mahkemesine tevdi edilen delillerden hukuk mahkemesinde de yararlanıla-

bileceği kanaatindeyiz.