Previous Page  254 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 254 / 497 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (123)

Emine Aslı KÜÇÜKAYDIN

253

olmaması ihtimalinden ötürü davalının hukuki yarar gerekçesiyle

karşı dava açmaktan mahrum bırakılmaması gerektiğini savun-

maktadır. Ancak, asıl davada iddia edilen alacak yoksa takastan

bahsedilemeyeceği için, bu durumlar açısından bağlantının mev-

cudiyetinin incelenerek davaların nitelendirilmesi gerekliliği vur-

gulandı. Ayrıca, takasın karşı davada terditli olarak ileri sürüldü-

ğü duruma ilişkin ihtimaller ve karşı davanın bağlantı sebebine

dayanılarak terditli olarak açılması da takas kapsamında inceledi-

ğimiz konulara dâhildir.

7. Esasa yönelik diğer bir şart olan davalar arasında bağlantı bulun-

ması gerekliliği incelendi. Bu şart değerlendirilirken bağlantının

geniş olarak yorumlanması gerektiği belirtildi.

8. Karşı davanın açılması, incelenmesi ve davaya ilişkin birtakım

prensiplerin incelenmesi safhasında öncelikle karşı davanın ba-

ğımsız bir dava olmasından ötürü harca tabi olduğu hususuna

değinildi. Uygulamada harçla ilintili özellikle süresinde yatırıl-

mamaya dair ciddi sıkıntıların olduğu, bu sebeple davanın karşı

dava olarak nitelenemediği, sonradan harç tamamlattırılmasının

da isabetli bir yöntem olmadığı kanaati belirtildi. Bu kapsamda

özellikle boşanma davası gibi aralarında sıkı bağlantının var ol-

duğu davalarda, süresinde harç yatıramamanın getirdiği sorunu

kişilerin gecikmeden müstakil olarak dava açmalarıyla çözümle-

yebileceklerine dikkat çekildi. Çünkü bu takdirde davalar birleşti-

rilmek suretiyle nihayete erdirilecektir.

9. Mahkemenin her iki davayı birlikte incelemek suretiyle sonuca

ulaştığı belirtildikten sonra, bu davaların birbirinden bağımsız ol-

masını vurgulamak amacıyla getirilen, asıl davanın herhangi bir

sebeple sona ermesinin karşı davayı etkilemeyeceğine ilişkin m.

134 hükmüne değinildi.

10. Mahkemenin birlikte incelediği asıl dava ve karşı dava için tek bir

hüküm tesis edeceğine; fakat bu hükümde davalar hakkında var-

mış olduğu sonuçlara karar anlamında ayrı ayrı yer vereceğine de-

ğinildi. Hüküm verilmesine dair yerel mahkemelerin tutumunun

ciddi sıkıntılar oluşturduğu; kimi zaman mahkemelerin karşı da-

vaya ilişkin talep hakkında bir sonuca varmadıklarına, kimi zaman

ise vardıkları sonuca kararlarında yer vermediklerine dikkat çekil-