Previous Page  480 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 480 / 497 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (123)

Kürşat KARACABEY

479

Hal böyle iken, hukukun üstünlüğünü, çağdaş/evrensel demokra-

si anlayışını ve temel anayasal ilkeleri yok sayan bir bakış açısıyla; hak

arayışındaki bir işçi için, bağımsız ve tarafsız yargıdan önce, yürütme

organının dizaynına tabi arabulucuya başvurma zorunluluğunun ge-

tirilmeye çalışılmasını anlayabilmek ve anlamlandırabilmek mümkün

değildir.

Bu tercih, olsa olsa, bugüne kadar verilen kan ve gözyaşı ile su-

lanmış insanlık mücadelelerini yok sayıp, insanlığı “güçlünün haklı”

kabul edildiği ilkel dönemlere taşıma anlayışı ile tevil olunabilir…

5. ARABULUCULUĞUN GÖNÜLLÜLÜK TEMELİNDE

VE ÜLKE GERÇEKLERİNİ GÖZETİR ŞEKİLDE

UYGULANABİLİR OLMASINA YÖNELİK ÇÖZÜM

ÖNERİLERİ

a. Temel öncelik mahkemelerin ihtiyacı karşılar yeterliliğe

kavuşturulması olmalıdır.

Zorunlu arabuluculuğun getirilme amacı olarak ifade olunan, yar-

gının yoğun yükünün azaltılması adına tanımlanabilecek en doğru

çözüm; devletin nitelik ve nicelik olarak ihtiyaca cevap verebilecek

yeterlilikte yeni mahkemeler kurması ve hakim ve savcıları istihdam

etmesidir.

Konuyu Türkiye özelinde değerlendirecek olursak, böyle bir politi-

ka uygulanamaz veya zor da değildir. Yaklaşık on beş bin civarında olan

hakim-savcı sayısının otuz bine çıkarılması, devletin mali dengelerini

sarsacak bir uygulama olmayacaktır. Buna bir de hukuk eğitimi için zo-

runluluk olarak öngörülecek kalite standardı getirilmesi ve hakim-sav-

cıların –hakim savcı yardımcılığı gibi kurumların ihdası suretiyle- iyi

ve yeterli derecede staj eğitimine tabi tutulmaları gibi yan önlemlerin

eklenmesi halinde, yargının yoğun yükünün hafifletilmesi anlamında,

zorunlu arabuluculuk gibi zorlamalara gerek kalmayacağı aşikardır.

Belirtilen türden asli ve olması gereken önlemlere ek olarak, er-

demlerine en başta değinilen isteğe bağlı arabuluculuğun, etkin şekil-

de uygulanabilmesi koşullarının geliştirilmesinde de hiçbir sakınca

yoktur; tam tersine sayısız yarar vardır.